Dubai’den yayın yapan Suudi Arabistan kanalı El Arabiya, Cuma günü FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen’le yapılan röportajı yayınladı.

Gülen, her zaman olduğu gibi hain darbe girişiminin arkasında kendisinin olmadığını öne sürerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırdı.

Röportajın El Arabiya’da yayınlanmasına Arap sokağından ve özellikle de Suudi Arabistan halkından ciddi anlamda tepki geldi.

El Arabiya kanalı, yayınladıktan birkaç saat sonra programın videosunu sitesinden ve Youtube’taki kanalından kaldırdı.

Riyad’ın resmi politikalarını yansıtan kanalın halktan gelen tepki üzerine geri adım attığını düşünmüyorum.

İki ihtimal var.

Ankara’dan tepki gösterilmiş olabilir veya Türkiye’yle perde önündeki ilişkilerini bozmak istemeyen Suudi Arabistan maksat hasıl olduktan sonra videonun kaldırılmasını istemiş olabilir.

El Arabiya’da yayınlandıktan sonra videonun kanalın internet sitesinden kaldırılmasının pek bir anlamı yok.

Çünkü programı izleyen izledi.

Henüz izlemeyen ve izlemek isteyenler için de FETÖ’ye ait Youtube kanalları tarafından videosu yayınlanıyor.

Bu tam da Suudi Arabistan’ın son dönemde benimsediği Türkiye politikasına uygun bir tavır.

Riyad’ın onayı olmadan o röportaj ne gerçekleştirilebilir ne de yayınlanabilirdi.

FETÖ röportajından birkaç gün önce de Suudi Arabistan’ın resmi gazetesi sayılan El Riyad gazetesinde Erdoğan’ı Rusya’nın kapısında korkudan titrer gösteren bir karikatür yayınlandığını hatırlatalım.

Bu nedenle, Türk medyasında hiç kimse o videonun kaldırılmasını “El Arabiya kanalından FETÖ’ye şok” ve benzeri başlıklarla verip hem kendini hem de kamuoyunu kandırmasın.

Kral Selman’ın tahta oturmasıyla Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye yönelik politikasında gözle görülür bir değişiklik olmuştu.

Ankara – Riyad arasında yeniden yakınlaşma başladı.

Bugün gelinen noktada o yakınlaşmanın amacının Erdoğan’ı bir şekilde kafaya alıp Sisi’yle barıştırma girişimi olduğunu anlıyoruz.

Türkiye – Suudi Arabistan ilişkilerinde Kral Abdullah dönemine göre iyileşme olduğu bir gerçek.

Fakat bir başka gerçek de şu:

Riyad’ın Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karalamaya yönelik kara propagandasında hiçbir değişiklik olmadı.

Söz konusu kampanyalar El Arabiya kanalı veya Kral Selman’ın oğlunun sahibi olduğu El Şark El Evsat gazetesiyle sınırlı değil.

Özgür basının olmadığı Suudi Arabistan’da halk başta Twitter olmak üzere sosyal paylaşım sitelerini yoğun bir şekilde kullanıyor.

Bu nedenle Suudi Arabistan iç istihbarat teşkilatı, çalışanlarının ve trollerin yönettiği binlerce Twitter hesabı aracılığıyla algı operasyonları yapıyor ve kamuoyunu yönlendirilmeye çalışıyor.

İşte o hesaplardan Türkiye’yi ve Erdoğan’ı hedef alan akıllara durgunluk verecek çirkinlikte sistematik bir kirli propaganda yürütülüyor.

Peki, bunun anlamı ne?

Riyad bu şekilde ne yapmaya çalışıyor.

Cevabı gayet basit.

Riyad, Ankara’yla ilişkilerinin bozulmasını ve Türkiye’yi doğrudan karşısına almak istemiyor.

Bunun çeşitli nedenleri var.

Birincisi, bölgede İran ile yaşadığı rekabet.

İkincisi, Türkiye’nin Mısır’daki cuntaya karşı tavrını yumuşatma çabası ve Suudi Arabistan’ı hedef alacak olası bir karşı propaganda kampanyasının önüne geçmek.

Farkındaysanız Ankara Suudi Arabistan medyasından gelen her türlü saldırıya ve hakarete rağmen dostluğun hatırına tepki göstermiyor.

Ankara’yla düşman olmak istemeyen Riyad, bir yandan da Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin bölge halkları için oluşturduğu başarılı örneği kendisi için büyük tehlike görüyor.

Suudi Arabistan halkının Türkiye ve Erdoğan sevgisinden müthiş rahatsız.

Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu “örnek lider” imajının yıkılmasını istiyor.

Bunu açıktan yapamadığı için de perde gerisinde kara propaganda yürütüyor.

Şu anki manzaranın en net özeti bu…