Ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, yolda karşılaştıklarım sürekli aynı soruyu soruyor: “Dolar ne olur?”
Herkes soruyor bu soruyu, ben de merak ediyorum; dolar ne olur? Bir daha yükselir mi, böyle kalır mı, yine düşer mi? Bu soruların ben de sadece bir cevabı var: Bilmiyorum.
Bilmiyoruz! Bilmeyince bir boşluk oluşuyor. Boşluğa şeytan oturuyor ve etrafa zanlar saçıyor ve zannın çoğu herkesi gaflete sürüklüyor.
Doları ABD mi yükseltiyor? Şüphesiz evet. Peki bunu nasıl yapıyor? İşte bunun cevabını kimse bilmiyor. Bu sorunun cevabı verilmediği için, oluşan boşluğa bir işbirlikçi, bir yerleşik düzen kalemşoru, tetikçi, yahut ağlak ezik bir FETÖ militanı yerleşiyor ve “Hadi oradan, ABD yükseltmiyor, operasyon yok, ekonomi kötü” dediğinde, ona verecek hiçbir cevap bulamıyorum. Yapabildiğim tek şey, “Bakın bakın, Trump söylüyor, doları kendinin yükselttiğini. Siz hâlâ inanmıyor musunuz?” demek oluyor.
Bu doları elbette ABD yükseltiyor, elbette Körfez ülkeleri ve İngiltere bu kur ataklarının arkasında operasyonel güç; ama bunu nasıl yapabiliyorlar, kimse bilmiyor. Nasıl yaptıklarını bilmediğimiz için bir daha yaparlar mı, kimse kestiremiyor. Dolayısıyla “Dolar ne olur?” sorusu ancak herkesin kendi zaviyesiden görünen zanlar ile cevaplanıyor; ve tekrar ediyorum: Zan gaflettir.
Bizim verdiğimiz bir açık mı var, yıllardır süren “sistem” dediğimiz zıkkım bu tip krizler için mi kurulmuş zaten, bu yaşananlar aslında kapitalizmin kabız olmasından mı kaynaklı, bilmiyoruz. ABD, “Doları yükseltin” diye talimat mı veriyor? Londra’da, Bahreyn’de, Riyad’da, Washington’da üzerine basılan düğmeler mi var, bilmiyoruz.
Daha ne kadar yükseltebilirler, bir daha yükseltebilirler mi, kestiremiyoruz. Çünkü gerçekten bu işlerin nasıl döndüğünü ve kimin üzerine ne görev düştüğünü açık açık anlatan hiç kimse yok. Mesele, şu iki karşıt duygusal zeminde hayat buluyor: Hiçbir şey bilmeden güvenenler ve hiçbir şey bilmeden güvenmeyenler.
Çok zor değil ki, bir ortak canlı yayına çıkmak. Kimse bu işi en iyi anlatabilecek olan, çıkar bir canlı yayına ve başlar anlatmaya: “Bakın dolar 4 liraydı. Sonra gece bunu yaptılar. Bu yaptıklarını şu banka, şu finans kuruluşu, şu kurum, bu kuruluş üzerinden, şu şekilde yaptılar. Bu sırada Rusya meselesi böyleydi ama öte yandan bir İngiltere meselesi vardı. Onun da şöyle bir etkisi oldu. Bunu yapınca bu sefer şöyle bir etkisi oldu. Bu durumda biz de şöyle yaptık, şu konuda eksik kaldık; şu konuda yeteriz, şu konuda da tam zamanında şu tedbiri aldık. Bütün bu olanların sebebi sırasıyla şunlar şunlar… Çözmek için, şu konuda böyle yapıyoruz, bu konuda ise mecburen şimdilik böyle yapıyoruz. Siyasetin üzerine düşen görevler şunlar… Yatırımcının üzerine düşen görevler şunlar… Bürokrasinin üzerine düşen görevler şunlar… Medyanın üzerine düşen görevler şunlar… Dolar yükselmeye devam edecek. Şu tarihe kadar şöyle olacak ama asla böyle olmayacak.” Bitti!
Ertesi sabah dünyanın en huzurlu ve ileriye doğru bakan özgüveni en yüksek ülkelerinden biri haline geliriz. Tekrar ediyorum, Allah rızası için, izaha muhtaç boşluklar bırakmayın. Bu boşlukları kim olduğu belli olmayan sosyal medya trolleri ve şeytanlar dolduruyor!