Şükür, Fırat’ın doğusunda da mıntıka temizliğine başladık. Bölgeyi ayrık otlarından temizlemenin vakti zamanı çoktan geldi de geçmişti bile. Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı operasyonlarında destan yazan Mehmetçiğimizin gölgesi şimdi de bu topraklara düştü. Kılıçları keskin, yolları açık olsun inşallah… Lakin belli ki yine FETÖ’nün abisi, YPG ve PKK’nın hamisi, katil ABD ile karşı karşıya geleceğiz. İnşallah akıllı olurlarda bu sefer bize ayak bağı falan olmazlar! Çünkü bizim bu saatten sonra, ne perdesiz yalancı Trump’ın boş laflarına, ne de terör sevici AB’nin barışçıl telkinlerine karnımız tok! Hele hele oyalanacak hiç mi, hiç vaktimiz yok.

Hadi büyüklük yine bizde kalsın… Sınanmış dostluğumuzun hatırına, tünelden önceki son çıkış için sizleri bir kez daha uyaralım. Gelin yol yakınken bu çadır tiyatrosuna artık bir son verin. Bilesiniz ki bizler, sizlerin on iki bin kilometre uzaktan gelip burnumuzun dibine bir terörist devleti kurmanıza asla izin vermeyeceğiz! Kınalı kuzuları şehit vere vere, bitme noktasına getirmiş olduğumuz PKK’lı teröristlere, yirmi beş bin Tır değil, elli beş bin Tır dolusu silahta istifleseniz, bizi zinhar tırsıtamayacak, yolumuzdan da alıkoyamayacaksınız. Derhal aklınızı başınıza devşirin! Bizleri, her daim parmağınızda oynattığınız o uymaca akıllılarla, ya da koltuk sevdalısı kartondan adamlarla karıştırmayın. Bilesiniz kibizler, ne o içerden fetih ettiğiniz boynu tasmalı Birleşik Arap Emirliklerinin Prenslerine benzeriz, nede iradesi ipotekli Suud Prenslerine…

Deyin hele! Sizler 1973’de kıçınızın arkasına bakarak Vietnam’dan kös kös geri çekilirken, elinizde modern savaş teknolojisinin bütün silahları vardı değil mi? Kullandınız mı? Kullandınız. Peki, sonuç ne oldu? Tosladınız. Örgütlü ve inanmış insanlar o kanlı savaşı kazanıp sizlere de diz çöktürdü değil mi? 1964’te ABD’de sokaklara dökülüp askere gitmeyeceğiz diye ayaklanan dünyalık gençlerle, paralı askerlerle zaten ancak bu kadar olurdu… Demek ki neymiş? Lafınan peynir gemisi yürümez başkasının şeyi ile de gerdeğe girilmezmiş! Sakın ha, bakın sizleri münasip bir dille bir kez daha uyarıyorum. Bir kovboyluk yapıp ta karşımıza falan çıkmayın. Çıkmayın ki, o fistanlı beslemelerinizin arasında sizlerde telef olmayın. Hem artık hiç kimse sizin o kurguladığınız kovboy filmlerini de seyretmiyor değil mi?

Ha bide, ABD ile karşı karşıya gelirsek aman biz ne yaparız diye o karnından konuşan içimizdeki müstemlekelerin laflarına da sakın ola inanmayın. Bilesiniz ki onların alayı avara kasnak! Çünkü bizler çok iyi biliyoruz ki; Başkan Erdoğan’ın yaptığı her işe muhalif olmak, onlar için artık adeta ibadet hükmünde…Bizim Suriye’de ne işimiz var diyen güruh ile içimizdeki bu omurgasızlar aynı kaba pisleyen kifayetsiz muhterislerdir. Yani sizin beslemeleriniz, kravatlı teröristlerdir… Onlar Afrin’e girdiğimizde de deve kuşu gibi başlarını toprağa sokmuşlar oradan bakıyorlardı tüm dünyaya… Kıçları açıkta kaldığı için üşütmüş olmalılar. İshal işte, ne yaparsın bazen böyle beyne de vuruyormuş demek ki…

Gelin, yol yakınken bu hayalden vazgeçin. Buzdağını nefesiniz ile eritemezsiniz. Ve hiçbir Allah’ın kulu bizlere, testi kulpu gibi elini beline dayayıp, parmak sallayamaz! Çünkü bizler, her daim ezberleri bozarak gelen, toprak kokan Anadolu’yuz. Salağa yatmayın, kabul edin ki kurtlar sofrasındaki terör kartlarınız hepsi birer birer deşifre oldu. Enerji üzerinden planladığınız tüm kirli küresel hevesleriniz kursaklarınızda kaldı. Tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Bizi yenemeyecek, ülkemize de asla diz çöktüremeyeceksiniz…

Bölgemize ve ülkemize yönelik tüm terör tehditlerinizi ve ülkemize karşı yaptığınız tüm çevreleme planlarınızı Allah’ın izni ile bir bir bozacağız. Ve işin sonunda inşallah, bala koşuşan arılar gibi şehadete koşacak, muzaffer olacağız. DEAŞ’İ bahane ederek bölgedeki fesat timi ile planladığınız Suriye’yi parçalama projeniz tutmadı. En azından biz yemedik. Irak’tan başlayıp, Suriye’nin kuzeyindeki hattan Akdeniz’e ulaşmasını planladığınız o kirli terör koridoru projenizde tutmayacak.  Çünkü buna bizler asla müsaade etmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugünde, o güzelim topraklara, huzurlu bir şekilde çorbasını kaynatmak isteyen insanlara, gerçek özgürlüğü ve saadeti bizler getireceğiz. Gelinmurdar ayaklarınızla bölgeyi kirletmeyin. Müslüman kardeşlerimizi de rahatsız etmeyin. Bugüne kadar tepe tepe kullandığınız o eli kanlı YPG/PKK militanlarını ister Rakkaya, ister Deyrezora, isterseniz Hasekeye sürün, karşınızda bilesiniz ki yine bizler olacağız.

Ez cümle demem o ki; Kendinize iş aramayın. Bilesiniz ki, yaklaşıyor size yaklaşmakta olan! Bizler Afrin’de olduğu gibi bu terör bataklığında da, ABD’ bayrağının altına gizlenerek bizlere efelenenleri gebertecek, 4474 leşin üzerine saymaya devam edeceğiz. Bizden söylemesi;

Karanlık ansızın bastırır, hızlı koşan kurtulur…