Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat, hizmet ihracatı konusunda başarılı olan firmalara ödüllerini verdi. Yaptığı konuşmada hizmet ihracatında bu sene 100 milyar doları yakalayacağımızı, 2028’de ise hedefin 200 milyar dolar olduğunu ifade etti. Ömer Bey’in konuşmasını dinlerken biraz geriye gittim, hatta yaklaşık 30 yıl kadar…
Hafızamı canlandırmada, Bakan'dan önce konuşan İstanbul Ticaret Odası ve Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı Şekib Avdagiç’in de katkısı oldu. Bu iki lider güzide insanla 30 yıl yol arkadaşlığı yaptık. Onlardan çok şey öğrendim. Yıllar su gibi akıp gidiyor… Üçümüz de saçları beyazlattık. Hem Bakanımızda hem de Başkanımızda hizmet aşkından hiç eksilme yok; hatta daha da hızlanmış durumdalar. Bakanımızın çalışma arkadaşlarına “Bakanımızı çok yoruyorsunuz" diye takıldım. Onlar da “Abi, yormak ne kelime, hızına zor yetişiyoruz. Günde üç saat uyuyor.” dediler.
Filmi biraz geriye sardım… 1990 yılının ortaları, MÜSİAD’ın Mecidiyeköy’deki genel merkezinde sağa sola koşturan, her gelenle yakından ilgilenen, güler yüzlü, genç, samimi bir adam dikkatimi çekiyor. İsmiyle hitap etmek yerine onu “Doktor” diye çağırıyorlar. Güçlü hafızası, rakamlara hâkimiyeti, gündemi yer ve zaman olarak takibi herkesin malumudur.
İnsanın kalitesi zor zamanda belli olur. 28 Şubat darbesinin yaşandığı sıkıntılı zamanlarda nasıl toparlayıcı bir kişiliğe sahip olduğunu gördük. Sadece iş adamı örgütü olan MÜSİAD’ı değil, bütün gönüllü teşekkülleri harekete geçirerek yapılan haksızlıklara direnç göstermede öncülük etti. Bu süreçte DGM’leri de gördük… El ele insan zincirinin oluşması, mitingler, toplantılar gibi birçok eylemi birlikte yaşadık.
Bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat darbesi, tarihin çöplüğünde acı bir hatıra olarak kaldı. 28 Şubat’ın mağduru bir yiğit adam meydana çıktı. Mazlumların duası maşerî vicdana dönüştü. Halkımız muhtar bile olamayacağını söyleyenlere inat, Recep Tayyip Erdoğan’ı başbakan yaptı. İşte böylece Türkiye’nin makûs talihi yenilmiş oldu. Ömer Bey, bu zorlu mücadelenin hep yanında oldu.
Hiç boş durmadı… Özel sektör, akademik hayat, siyaset ve sivil toplum örgütleri… Çalışmalarını sürdürdü. Başı daralan, canı sıkılan, Ömer Bey’in yanında soluğu aldı. Büyük, küçük, zengin, fakir ayırmadan herkese aynı samimiyetle yaklaştı. Bir işi sonuna kadar en ince detaylarıyla takip etmesi, onun en önemli özelliklerden biriydi.
Allah lütfetti; Prof. Dr. Ömer Bolat, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ticaret Bakanı oldu. Ömer Bey’in yoğun olan trafiği devlet, millet emanetiyle daha da arttı. Dünyanın sıkıntılı günlerinde Ömer Bey, bakanlık gibi zor bir görevi üstlendi. Şimdi hem yurt içinde hem yurt dışında köşe bucak dolaşarak ülkemize hizmet ediyor.
Dünya zor zamanlardan geçiyor… Özellikle Filistin’de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Yüreğimiz yanıyor. Dünya mazlumları için, Filistin için büyük mücadele veren Cumhurbaşkanımızdan, Bakanımız Ömer Bey’den beklenti çok yüksek.
Maddi ve manevi olarak güçlü bir Türkiye, daha fazla mazlumlara yardımcı olacaktır. Ne mutlu bu kutlu yürüyüşe çıkanlara. Yolunuz, bahtınız açık olsun kıymetli Bakanım.