Çocukluk yaşlarından başlayıp ömrü boyunca bıkmadan, usanmadan bir davanın adamı olmak kolay değildir. Binbir çileye katlansa da hep istikamet üzere olmak her kişinin değil “er” kişinin hakkıdır. İşte Mehmet Şevket Eygi, 86 yıllık ömrüne neler sığdırmamış ki; gazetecilik, yazarlık, yayıncılık, sanatçılık. Bütün işleri yaparken önüne birçok engeller çıkarılmış. Gazeteleri kapatılmış, hapis yatmış, sürgünler görmüştür. Bir ay için gittiği hac vazifesinden hakkında açılan davalar nedeniyle altı yıl sonra vatana dönebilmiştir. Yeni İstiklâl, Bugün, Bâbıâli’de Sabah, Büyük gazetelerini çıkarmış, geniş topluluklara ulaşmıştır. Çok sayıda ilim ve fikir adamı onun gazetelerinde yazdı. Aslında Mehmet Şevket Eygi’nin gazeteciliği bir doktora konusu olabilir. Bilmiyorum, bu konuda bir çalışma yapıldı mı? Hayat felsefesini şöyle ifade ediyor rahmetli; “Şahsi veya siyasi, nüfuz ve menfaat hususunda hiçbir emelim yoktur. Müslümanca yaşamak ve Müslüman olarak ölmek isterim.”

Mehmet Nuri Yardım da kadirşinaslık açısından çok hayırlı işler yapıyor. Beni aradı, “Şevket Ağabey’i yâd edeceğiz, siz de bulunur musunuz?” dedi. İnşallah diyerek cuma akşamı, gönül insanı ve yılın ahisi Recep İncecik’in Sultanahmet’teki Sultan Köşesi Lokantası’na vardığımda çok sayıda münevver ve mütefekkirle karşılaştım. Uzun zamandır görmediğim dostlarla da merhabalaşma fırsatı buldum. Buraya gelirken şöyle bir kendimi yokladım; Mehmet Şevket Eygi ile ilgili hiç hatıram yok. Birkaç defa karşılaşmışım, yazılarını okumuşum ancak yakın halkasında bulunmamışım. Açıkçası biraz hayıflandım. Dostları onunla yaşadıkları hatıraları anlatınca hayıflanmamda haklı olduğumu düşündüm. Kendi yayınevi Bedir’den çıkmış Müslüman Kardeşim Uyan adlı kitabının 1980’li yıllarda kütüphanemde olduğunu hatırlıyorum.

İnancını Yaşayan Münevver: Mehmet Şevket Eygi kitabı Mehmet Nuri Yardım tarafından yazılmış, Akıl Fikir Yayınları’ndan basılmış. Uzun ve titiz çalışmanın sonucunda bütün yönleriyle Mehmet Şevket Eygi’yi anlatan kapsamlı bir kitap ortaya çıkmış. M. Nuri Yardım, onun hayatın bütün cephelerinde güzel örnekler veren bir “hezarfen” olduğunu ifade ediyor: “Mehmet Şevket Eygi, basında ve düşünce hayatımızda üstat idi ama aynı zamanda hususi hayatında da üstün zevklerin ve itiyatların sahibi olan bir estetti.” Yani Eygi, iyi ve güzel yaşamanın timsali olmuş bir şahsiyetti.

Dönemin Millî Gazete Yazı İşleri Müdürü Ekrem Kızıltaş da Eygi’nin gazetede yazması için çok uzun pazarlıklar yaptığını anlattı. Pazarlık konusu ise yazılarına kesinlikle müdahale edilmemesi, tahsis için azami gayret gösterilmesiymiş. Akşam gazetesi yazarı Bedir Acar da randevusuna beş dakika erken gittiği için fırça yediğini söyledi. Prof. Dr. Sefa Saygılı, Dr. Ali Akben, Ali Erkan Kavaklı, Dursun Gürlek, Ekrem Kaftan, Ali İhsan Gülcü, Müfid Yüksel gibi münevverler üstatla yaşadıkları hatıraları anlattılar.

Eygi, vefatından önce çok sayıda kitaptan oluşan kütüphanesini ve antika eserlerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne hibe ve hediye etmiştir. Son sözü yine üstada bırakalım; “Akıl, çarşıda pazarda para ile satılmaz. Dünyanın en zengini olsan parayla bir zerre akıl satın alamazsın. Akıllanmanın, aklı geliştirmenin tek yolu vardır; o da İslami eğitimdir.”

Eser bırakarak, iz bırakarak önden gidenlere selam olsun. Mekânları cennet olsun inşallah.