Farkında mısınız?

Ters giden bir şeyler var.

Öyle basit ve sıradan bir durumdan bahsetmiyorum. Gerçekten ciddi bir durum bu. Aşılması gereken ve aşılmazsa yol alınamayacak bir engel.

Seçim sürecinde kimin söylediğini hatırlamadığım “Muhafazakâr seçmen Ak Parti’ye oy vereceğini söylemeye çekiniyor” gibi bir cümle duymuştum. Doğru cümleydi bence ve gerçekti. Bu örneği biraz da yazıya giriş olsun diye alıntıladım, zira ben bu cümleyle alakalı ama seçimi veya siyaseti aşan bir durumdan bahsetmek istiyorum.

Bunun adı tam olarak “kompleks.” Yani kullanmayı sevmediğim için “aşağılık” kompleksi tabirini kullanmak istemiyorum ama bundan başka bir tabir de şu anda zihnimde yok.

Bakın kardeşler; hakikatin sesi gürdür. Yani inandığının, düşündüğünün ve yaptığının doğru olduğunu bilenlerin sesi yüksek çıkmak zorunda. Sessizliğin asil halini bir kenara not ederek şunu söylemem lazım; hakikati söyleyeceğiniz anda siz susarsanız sizin yerinize hep başka birileri konuşur. Ama mutlaka konuşur ve çoğu zaman da boş ve boşuna konuşur.

Benim şahsi kanaatim bu memleketin asıl ve asli unsuru inanmış, muhafazakâr, Anadolu insanıdır. Birinin ya da birilerinin çıkıp onu yok sayması da en hafif şekliyle ahmaklıktır. (Bu onların kendi zekâ ve ahlak problemleri ve buna ayıracak zamanım da cümlem de yok. En azından şimdilik.) Ama garip olan şu; bu yok sayan hatta aşağılayanların sesleri hep gür çıkıyor ve inanmış, bu memleket için her çileyi çekmiş, örselenmiş olanlar susuyor. Neden? İnandığınızı söylemekten, hakikati anlatmaktan, ahlaksız olana ahlaksız demekten neden çekiniyorsunuz ki?

Hakikati söylemeyecekse dil neye yarar? Hakikati yazmayacaksa kalem neye yarar?

İşte ben bu kompleksi anlamıyorum. Bunun sosyolojik ve psikolojik geçmişini idrak edebiliyorum elbette. Zira bu memlekette inanmış insanların maneviyatı üzerinden geçen kara bir tufan vardı. “Ben varım” diyenin tepesine çöktüler. Nerede görseler öteledi, örselediler. Hepsi tamam ama şimdi ne? Ve ne oluyor? Çıkıp da ağızlarını doldurarak hâlâ bu memleketin insanlarına hakaretler edenler, onları küçümseyenler, aşağılayanlar var. Böyle bir durumda susmak ihanettir. “Hadi lan oradan” demenin vakti değil mi yani? Ha bir de hâlâ ve ısrarla bu tiplere yaranmaya çalışanlar var ki onlar zaten… Neyse…

Her meydanda kazandığınız bir zaferin ardından fermanı karşı tarafa yazdırmak gibi bir şey bu.

Ters giden bir şeyler var.

Mühür sende ama vurmuyorsun…