Ülkemizin bulunduğu konum itibariyle stratejik ve jeopolitik önemi her geçen gün artmaktadır.
Dünya üzerindeki güç dengelerinin devamlı hareket olduğu göz önüne alındığında Türkiye nin bölgede ekonomik anlamda da güçlü olması gerekliliği üzerinde durulması gereken bir diğer husustur.
Bunu yapabilmek için global bazda tanınan şirket sayımızın artması gerekmektedir.
Bu büyüklükteki şirket sayımızın artabilmesi için de öncelikle şirket içerisindeki bütün departmanların finans departmanıyla olan ilişkisi çok güçlü olmalıdır.
Yani pazarlama departmanı ürünü satmak için girişimde bulunmadan ürünün maliyetinin hangi düzeyde çıkarıldığını iyi bilmelidir.
Çünkü satış miktarı ile ciro ve karlılık arasında pozitif ilişki olduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde yanlış fiyattan satılmaya çalışılan ürün veya hizmetin piyasada alıcı bulamamak gibi bir sorunla karşılaşacağını bilmemiz gereklidir.
Satış ciroları ve karlılığı iyi olmayan şirketlerin küresel şirket olması mümkün değildir.
Küresel şirket sayısı az olan bir ülkenin milli ekonomisinin de güçlü olması mümkün gözükmemektedir.
Dünya üzerinde ekonomik anlamda güçlü ülke örneklerine göz attığımızda ülkelerin sahip olduğu küresel şirket sayısının oldukça fazla olduğuna şahit oluruz.
Küresel boyutta şirket sayımızı artırabilmemiz için yapılması gereken en önemli hareket şirket bünyelerinde finansal yönetimin uzmanı olmuş kişilere finans yönetimi hususunda yetki vermek olmalıdır.
Sonuçta şirketin büyümesi ve devamlılığını sağlaması için olmazsa olmaz şart şirketin kar etmesidir.
Kar edebilmek için ise karlılığı azaltacak işlerden uzak durmak gerekmektedir. Bu konudaki en büyük kar azaltıcı etmen ise şirketlerin faiz ödemeleridir. Faiz ödemelerinin en aza indirilebilmesi için özkaynak kullanımının artırılmasının üzerinde durulması önem arz etmektedir.
Şirketlerin her zaman alacaklarıyla borçlarını ödeyecekleri gerçeğinin kimi zaman şaşabileceği ihtimalini göz önüne almaları gerekmektedir. Bunun için kasalarında her zaman nakit bulundurmaları olmazsa olmaz bir gerekliliktir.
En kısa zamanda en fazla ürünü veya hizmeti üretmeye gayret gösteren şirketlerin büyümeleri oldukça hızlı olmaktadır.
Dolayısıyla teknolojiyle birlikte Ar-Ge yatırımları artırılmalı sonuçta da inovasyon yakından takip edilerek karlılıklar maksimum düzeye çıkarılmaya çalışılmalıdır.
Borç alacak dengesinin iyi kurulması buradaki vade yapılarının iyi bir şekilde ve belirli periyotlarda gözden geçirilmesi neticesinde şirketlerimizin küresel ölçeğe gelebilmesine imkân sağlayacaktır.
Daha da büyüme vizyonuyla hareket ettiğimiz şu günlerde her sektörden küresel büyüklükte Türk şirketlerinin çıkması hem ekonomik verilerin güçlü olması hem de işsizlik oranlarının azalmasına etki edecektir.
Son dönemde birçok şirketimizin özellikle iç piyasada güçlü hale geldiğini ve bu gücü yurtdışında da kullanma amacının yükseldiği gerçeği dikkatleri çekmektedir.
Global arenada ses getiren şirketlerimizin sayısının her geçen gün arttığına şahit olmak duygulandıran bir tablo olmakla beraber bu tabloya giren şirket sayımızın artması gerekliliği de bir diğer önemli konu olarak görülmesi gerekmektedir.
Devlet ve özel sektörün bu konuda çok güçlü bir şekilde işbirliği yaparak hareket etmeleri bu anlamdaki şirket sayısının büyümesi noktasında çok ciddi yol alınmasına vesile olacaktır.
Bizim ülke içerisindeki tüm sektörlerimizin bunu yapabilecek yetenek, kapasite ve insan gücü vardır.
Finans noktasında ki eksiklikte ise ekonomi yönetimi her türlü riski üstlenerek şirketlerimizin önünün açılması konusunda rehberlik etmelidir.