17-25 Aralık Yargı ve Polis darbesi ile birlikte konuşulmaya başlandı “Parelel Devlet/Yargı/Polis/Ordu,…” ve o tarihten beri olaya hep Devlet/Hükümet ve/veya Darbe/İhanet penceresinden bakıldı ve tüm değerlendirmeler bu çerçevede yapıldı…

Geçenlerde bu örgütün Devlete yaptığı ihanet kadar hatta ondan daha fazla konuşmamız gerektiğine inandığım “FETÖ’nün İslam dinine yaptığı ihanet” konusunu gündeme getirmek için “Parelel Devlet tamam da; Parelel İslam ne olacak.?!” başlıklı bir yazı yazmıştım.

LİNK: http://dirilispostasi.com/a-3822-parelel-devlet-tamam-da-paralel-islam-ne-olacak.html

Bu yazıyı da okuduktan sonra gelelim asıl konumuza; kim FETÖ’den neden ayrıldı.?!

17/25 Aralık Yargı/Polis İhanetini görünce ayrıldım diyenler var,

●MİT tırlarını durdurma İhanetini görünce ayrıldım diyenler var,

●PKK terör örgütü ile ittifaklarını görünce ayrıldım diyenler var.

●MİT Müsteşarını ifadeye çağırma İhanetini görünce ayrıldım diyenler var.

Şunu görünce veya bunu görünce ayrıldım diyenler var…

Bu örgütten ayrılan herkesin ayrılma sebebi olarak ifade ettiği gerekçelerin toplamı kısaca şudur; “Parelel Devlet’i görünce ayrıldım.!”

Benim tam da değinmek istediğim hususta budur; herkes Parelel Devlet yüzünden ayrılmış Parelel İslam yüzünden ayrılan yok veya varsa da çok çok az.

Şimdi sormak gerekmiyor mu;

Takiyyeye razı olup itiraz etmeyenler,

●Alkol ve zinaya fetva verilmesine itiraz etmeyenler,

●Muhammed’siz ezana itiraz etmeyenler,

●Başörtüsünün furuat/teferruat olmasına itiraz etmeyenler,

●Eşlerinin tesettürü terk emrine/fetvasına itiraz etmeyenler,

●Soru çalmaya/kul hakkı yemeye itiraz etmeyenler,

●Makam ve mevki için imandan taviz vermeye itiraz etmeyenler,

●Ahlaksız kaset kumpaslarına itiraz etmeyenler,

●İslami Cemaat ve Tarikatlara yapılan itibar cellatlığına itiraz etmeyenler,

●Dinler arası diyalog denilince itiraz etmeyenler,

●Yalana, tezgaha, iftiraya, tuzağa, kumpasa fetva verilince itiraz etmeyenler,

●Yahudi ve Hristiyanları cennete koyunca itiraz etmeyenler,

●Peygamber Efendimizi (sav) kamyon kasasına bindirince itiraz etmeyenler,

●Cebrail (as) Parti kursa oy vermem, Peygamber (sav) gelse dinlemem deyince itiraz etmeyenler,

●Zekat, fitre, kurban ve sadaka paraları ile medya ve siyasi faaliyet yapılmasına itiraz etmeyenler,

●28 Şubat’ta tanklar Müslümanların adeta üzerinden geçerken cunta ile ittifak yapılmasına itiraz etmeyenler,

●Türkçe dilinin tebliğini; İslam tebliğinin önüne geçirilmesine itiraz etmeyenler,

●Mavimarara Şehitlerine taziye mesajı yerine katil İsrail’e avukatlık yapılmasına itiraz etmeyenler,

●….

Kısaca…

İslam’ın içi boşaltılırken ses çıkarmayan yani “Parelel İslam” gerekçesiyle FETÖ ile ilişkisini kesmeyenler; Devlete ihaneti görünce veya Devletin sert yumruğunu görünce yani “Parelel Devlet” gerekçesiyle FETÖ’den ayrılanlar akidevi olarak değil siyasi olarak ayrılmış oldu.

Bu yazıyı kimseyi tenkit etme veya niyetlerini sorgulama veya bir şeyleri onların yüzüne vurma ya da kalplerini açıp bakma niyeti ve saygısızlığı için asla yazmadım.

Belki bir tespit, bir hatırlatma, bir tavsiye, bir kardeşlik görevi için yazdım.

Kısaca demem o ki:

Parelel İslam gerekçesi ile bu örgütten ayrılanlar, gelecek nesillere karşı görevlerini yapma adına bu gerekçelerini aktarmalı ve Parelel İslama karşı etkin bir mücadelenin içine girmelidir.

Deccâl örgütünden “Parelel İslam” gerekçesi ile değil de “Parelel Devlet” gerekçesiyle ayrılanların da; siyasi ayrılmanın yanında bir de nasuh bir tövbe etmeleri akidevi bir zorunluluktur diye düşünüyorum.

Selam ve dua ile…