Suud Kralı Selman, BAE’deki ağalar ve eziklik tarihinin en rezil kuklası darbeci Sisi Katar’a karşı birleştiklerinde kendi halkları bile utanmıştı. Ses çıkaramıyorlar pek çünkü en ufak bir eleştiri darağacında son buluyor. Size kesin olan bir şey söyleyeyim Suudi Arabistan ve Mısır’da yaşayan çoğunluk Müslümanlar bunlardan utanıyor ama şu anda seslerini çıkartacak imkânları yok. Yakında olacak inşallah…
Tam burada Kılıçdaroğlu da katıldı bu koroya. Bir nema gördü, politik bir pazar olarak algıladı ve kalktı güya o pazarda kendi tezgâhını açtı. Halid Meşal, İsmail Haniye ve Mahmud Abbas kimdir? Muhammed Mursi kimdir? İhvanı Müslim nedir? Körfez ülkeleri kimdir? Bahreyn ve Doha nerede? Tahran, Kahire, Riyad ve Kuveyt nerede? Kum ve Necef neyi temsil ediyor? Saniye nedir, Rabia nedir? Coğrafyada Türkmenler nerede varlar, Kürtler nerelerde varlar? Husiler kim, Haşdi Şabi kim? Haşdi Vatani kim? Sizi temin ederim Kılıçdaroğlu bu soruların hiçbirini cevaplayamaz. İddiayı bir üst seviyeye çıkartayım bütün danışmanları toplansınlar; Hüsnü Mahalli, Eren Erdem, Kenan Çamurcu vs. kim varsa toplansınlar şu soruların cevaplarını çalışsınlar; Kemal Kılıçdaroğlu öğrenemez bile…
Ne o zaman… Eline verilen metinleri mi okuyor?
Tabii ki hayır; çok az da olsa siyaset bilen bir metin yazarı asla Kılıçdaroğlu’nun kurduğu o anlamsız tuhaf cümleleri yazmaz. Hevesleniyor, “Yer bulur muyum” diye hevesleniyor. Selman, Trump, Sisi gibi tiplere selam veriyor.
Köksüz, çünkü sürekli sınırların dışındaki teveccühe talip oluyor. Sınırların dışından bir el arıyor tutmak için; çünkü bize ait hayalleri, bize ait öfkeleri yok. Yok çünkü köksüz. “Katar’a yaptığınız gibi Türkiye’ye de saldırın” diyor. Bir umut besliyor, kaynağı Kurtuluş Savaşı’nda savaştığımız düşmanlarımızda olma bir umut. Ve biz de diyoruz ki: “Umudu gâvurun elinde olanın fecr-i kazibtir…