Kazimi’nin istihbaratçı olması ve Irak içi dengeler düşünüldüğünde farklı kesimlerle çetrefilli ilişkileriyle de olsa meclise sunduğu 20 kişilik kabine listesinin 15 inin güvenoyu almasıyla resmen başbakan oldu.
Kazımi’nin hükümet kurma sürecinde İran destekli milislerin süreçteki tutumu, İran, ABD ve bölge ülkeleri tarafından yakından takip edildi. İran’ın sürece ilişkin müdahalelerinin İran yanlısı siyasilerin ve milislerin tavır değişikliği olarak alana yansıdı. Kudüs gücü komutanı İsmail Kani eski başbakan adayı Adnan Ez-Zurfi’nin başbakan olmaması için görüşmeler yaparken, Ketaibi Hizbullah, Ashabı Kehf gibi örgütler de Kazimi’nin başbakanlığını kabul etmeyeceklerini, hatta Ketaibi Hizbullah olası Kazimi hükümetine karşı her yolu kullanacağını ilan etmekten çekinmiyordu.
Kazimi hükümetinin güvenoyu almasının ardından Cumartesi gece saatlerinde bazı silahlı gurupların 2014 yılında yine bir ramazan ayında Daeş’in eline düşüne Musul’a girdiği bilgileri bazı hesaplardan paylaşılmaya başlandı. Musul operasyonlar birliği kentte herhangi bir olumsuz durum için hazır olduklarını aktarırken Irak Kamuoyu Musul’a kilitlendi.
Olası bir denklem bozulmasında;Şii guruplar, Musul ve Kürt kartı elde tutuluyor görüntüsü ortaya yansıtıldı. Güvenoyu sürecinde de Irak Kürdistan bölgesinin parçası olan Süleymaniye ve Halepçe’de KYB ve Goran hareketinin otonomi talebi Kürtlerin pazarlık masasında elinde zayıflatmıştı. Cumhurbaşkanı Behrem Salih’in etkisizliği ve Kürtler arası bölünme güvenoyu alınmasında etkili olmuş oldu.
Süreç boyunca İran’ın Irak içinde etkisine bir kere daha müşahede edildi. Her ne kadar İran, seçenekleri arasında olmayan Mustafa Kazımi ismine mecburi olarak evet demiş gibi olsa da İran’ın oyun kurucu derin aklının Kazimi’yi başbakan yapmak için bu oyunu oynamadığını söylemek çok zor.
İran, Kazımi’yle pazarlığa otururken ve İran yanlısı milis grupları bu doğrultuda etkilemeyi sürdürme gücünü masaya yansıtmış oldu. İran, Irak’taki siyasi süreçlere müdahil olabildiğini bir kez daha gösterdi. İran’ın Ketaibi Hizbullah’ı siyasi açıdan dizginlememesi ABD-İran geriliminin önümüzdeki aylarda yükselmesi durumunda, Kazımi’ye meydan okuyan Ketaib Hizbullah’ın ve Ashab-ı Kehf gibi silahlı grupların tekrardan sahaya çıkarılacağını gösteriyor.
Mustafa Kazımi eski istihbarat şefi olması nedeniyle Irak dengelerini çok iyi bilen bir isim, ABD ve Arap dünyası ile ilişkileri de iyi ve son yıllarda İran ile ilişkilerini de geliştirmesi ve isminin üzerindeki uzlaşı, Irak’ta uzun vadede istikrar getirebilir. Yarı sert bir tavırla Irak’ı yönetebilme kabiliyeti var. Tabi ABD ve İran arasında olası çatışma yaklaşımlarına kurban gitmezse. Gözler üzerinde uzlaşı sağlanmaya çalışılacak 5 bakanlıkta, bu bakanlıkların seçiminde yaşanacak süreçler Kazimi’nin hükümetinin ömrünü de belirleyecek gibi duruyor.