Suudi Arabistan eski Petrol Bakanı ve OPEC kurucusu Şeyh Zeki Yamani 1973 yılında, medya mensupları ile yaptığı mülakatta; “…Taş devri taş bittiği için bitmedi. Petrol devri de petrol bittiği için bitmeyecek…” demişti.
Yaklaşık elli yıl önce Zeki Yamani’nin bu ifadesi ile tam olarak neyi kastettiğini bilmiyorum ama çarpıcı bu cümlenin değişimin kaçınılmaz zorunluluğunu ve geleceği düşünmenin ve planlamanın
ne kadar önemli olduğunu vurgulayan derinlikli, ilham veren bir ifade olduğunu düşünüyorum.
Güçlü bir gelecek senaryosu için, iyi yetişmiş stratejistlere ihtiyaç vardır. Konusunda uzman, stratejistler ülkelerine çok önemli katkı sağlarlar. Gelişmelere, olayların arka planları ve büyük resimleri üzerinden bakan, rekabetin nereden geldiğini, nereye gideceğini ve geleceğin nasıl şekilleneceğini öngören, işinin derinliklerine vakıf, stratejik düşünce sistemlerine ve bakış açılarına sahip olan, yaptığı stratejik okuma ve analizler üzerinden, önemli kararlara yön veren ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlayan bu yolda öncülük ve önderlik eden stratejistler siyasi karar alıcıları yönlendirebilirler.
TEK BİR EYLEM, HER ŞEYİ ETKİLEYEBİLİR
Edward Norton Lorenz 1963 yılında, New York’taki bir kelebeğin kanat çırpışlarının, Pekin’de bir kasırgaya neden olabileceğini iddia ederek bu teoriye “kelebek etkisi” adını vermiştir.
Kelebek etkisi parametrelerden birinde meydana gelen çok küçük bir değişikliğin, sistemin bütününe etki edebileceği konusunda bizi uyarıyor. Özetle “bir şey” yaptığımız zaman, aslında “tek bir şey” yapmış olmadığımızdır. Çünkü tek bir eylem, her şeyi etkileyebilir.
Siyasi, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yönelimleri bilmek geleceği yönlendirme fırsatı verecektir. Gelecek bilimcilerin vurguladıkları bir nokta da, eylemlerimizin küresel düzeyde sonuçlar
meydana getirdiğidir.
Yaptığımız ya da yapmadığımız eylem ve davranışlar, geleceği şekillendirebilir. Eylemlerimiz uzun vadede yalnızca kendimizin değil toplumun geleceğini şekillendirir. Toplum hayatında küçük hayallerle başlayan idealler, büyük olumlu ya da olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Eğilimler üzerinde çalışarak geleceği planlayabiliriz. Eğilimleri belirlemek, nerede olduğumuzu görmemize yardımcı olmasının yanında, gelecekte hangi muhtemel noktada olacağımız hakkında da bize fikir verir.
BİLGİ İLE KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ
Zamanında önlem alınmadığı takdirde başlangıçta küçük olan sorunların, birkaç ay sonra ülkenin hatta bütün Dünya’nın genel güvenliğini tehdit eder bir konuma gelebildiğini gördük. Bir sorunun kriz aşamasına gelmeden tespit edilmesi ve çözümü üzerine alternatif düşünceler geliştirilebilmesi, sorunların birçoğunu krize değil fırsata dönüştürebilir.
Tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de bilgiye en hızlı ulaşan ve onu doğru kullanan güçlü olmaktadır. Gelişmenin temelini bilgi oluşturmaktadır. Gücün yeni tanımı da bilgidir. Geçmişin tecrübeleri ile günümüzdeki olayları anlayarak gelecekle ilgili alternatif tahminlerde bulunmak, geleceği planlayacak kişi ve kurumları muhtemel olaylar hakkında bilgilendirmektir.
Geleceğe yönelik belirsizliklerin, bilgi ve tecrübeleri kullanarak bilimsel metotlarla desteklenen sistematik bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekir. Geleceğe dair düşünmek ve doğru kararlar alabilmek için bu bilgileri işleyecek, gelecekle ilgili alternatif yol haritaları sunabilecek güçlü araştırma merkezlerine ihtiyaç vardır.
Geleceğin muhtemel değişimlerini öngörebilecek bilgiye sahip olmak demek, geleceği kurgulamakdemektir. “Dünya beşten büyüktür” iddiasında olan bir Türkiye’nin “Kızıl Elma” idealine doğru “Yenibir Dünya” kurabilmesine giden yol da bu alana yapılacak yatırımlar ve çalışmalar paha biçilmez birdeğer ifade etmektedir. Daha iyi bir geleceğe ulaşmak için kendi konumumuzu ve çevremizdeyaşanan değişimleri anlayarak, gelecek hakkında düşünebiliriz. Geleceği şekillendirmek için imkân vegücümüz var. Yeter ki bu ideali diri tutalım.