Eleştiri ile karşılaşıldığında bunu şahsi bir hücum gibi algılayıp eleştiriye karşı, kırılgan ve tepkisel bir tutum takınarak “eleştiri” yoluyla cevap verebiliyoruz. Yapılan eleştiriyi anlamaya çalışmak yerine gurur yapıp, gelişmemiz önündeki fırsatı yanlış tutum takınarak içinden çıkılmaz bir hale dönüştürmüş oluyoruz.
Eleştiri ya da özeleştiriyi yapan kişi/kişileri gelişmemize katkı sağlamaya çalışan gönüllüler olarak görmeliyiz. Böylece yıpratan bir hal olmaktan çıkarıp, güçlendirmeye fırsat verebilecek bir duruma dönüştürmüş oluruz. Eleştiri çoğu zaman yıpratma amacıyla olmaz. Aslında samimiyetle düzeltme arzusuyla ya da “daha iyisi olabilir” niyetiyle de yapılabilir. Eleştiriyi duyar duymaz bunu refleksle hemen ret etmek ve savunmaya girmek yerine dinlemeli, ne denilmek istendiğini anlamaya çalışarak muhataba kendisini ifade etmesi için fırsat verilmelidir.
Eleştiriyi şahsımızın ya da kurumumuzun gelişmesine imkân verecek şekilde kanalize etmeyi başarabilirsek o zaman insanlar düşünebilmek için zihinlerini çalıştıracak, doğru bildiklerini ifade etmek için rahatlıkla buna cesaret bulacaklardır. Bu dinamizm aslında bütün teşkilatı diri tutacak bir gücü içerisinde barındırmaktadır.
Eleştiriyi anlamaya çalışmalı ve ondan faydalanmalıyız. Eleştiride; hatalarımız ya da eksikliklerimize işaret edilmişse onları samimi bir tutumla görmeye çalışmalı ve alçak gönüllü bir tutumla kabul edebilmeliyiz.
Eleştiriyi fırsata çevirebiliriz
Eleştiri ya da eleştirileri dikkatlice dinleyip, not alıp, etraflıca değerlendirmeli, bunun için imkân ve ortam oluşturmalıyız. Hangi konu ya da konularda eleştiri alıyoruz? Eleştiriye sebep olan haller nelerdir? Eleştirilerin doğruluk payı var mıdır? Varsa sebepleri nelerdir? Eleştirilerde konu olan alanlar nasıl iyileştirilebilir? Eleştiriye konu olan sorunlar nasıl çözülebilir? Bu ve buna benzer onlarca başlığın konuşulabilmesi, buradan elde edilecek onlarca çözüm yolunun, içinde ne kadar değerler barındığına siz de şaşıracaksınız. Bunların hepsi sizin yaklaşımınıza bağlı. Ya fırsat ya da kaos karar sizin.
Eleştiri ya da özeleştiriyi polemik (dalaşma-söz kavgası) çi bir üslupla değil, iyi niyetimizi hissettirecek hal ve sözlerle ifade etmeliyiz. Eleştiri ya da özeleştirimizi mümkün olduğunca muhatabı ya da muhataplarına yapmalı. Kamuoyunun önünde şahsi ya da kurum mahremiyeti içeren sözler sarf etmemeliyiz. Bu hem iyi niyete şüphe düşürür. Hem de duyguları öne çıkaracağı için ifade ettiğimiz fırsatlara imkân tanımamış olacaktır.
Eleştiri ve özeleştiri mümkün olduğu kadar grup içinde yapılmalıdır. Eleştiri ve özeleştiriye konu olan alanların çözümüne yönelik süreç mutlaka takip edilmelidir. Bunun için periyodik olarak toplanılarak birlikte değerlendirmeler yapılmalıdır.
Eleştiriyi kurumsallaştırmalıyız
Her grup toplantısı aslında bir eleştiri-özeleştiri toplantısıdır. Bu toplantılarda birlikte öğrenme yoluyla gelişme amaçlanırken, geçmiş süreç gözden geçirilir. Grupların çalışmalarının başka gruplarca değerlendirmesine imkân tanınmış olur.
Yapılan değerlendirme toplantıları kayıt altına alınmalıdır. Bu toplantı kayıtları aynı zamanda yol haritamızı gösteren belge niteliğindedir. Kazanılan tecrübelerin yeniden gözden geçirilmesine yardımcı olurken gelecekte de kaynak niteliği taşıyacaktır. Tıpkı bir gemi kaptanının seyir defteri gibi…
Eleştiri ve özeleştiriye açık olmalıyız. Bunu kurumsallaştırabilmeli, kurumun en önemli organı haline getirmeliyiz. Bu kişisel ve kurumsal olarak; birlikte öğrenmemizin, birlikte gelişmemizin ve büyümemizin yolunu açacaktır.