Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği Arap Baharı karşıtı cephe bugünlerde tüm gücüyle Katar’a saldırıyor.
Riyad, Abu Dhabi, Manama ve Kahire Doha’yla diplomatik ilişkilerini kesti. Kara, hava ve deniz sahasını Katar’a kapattı.
Yemen hükümeti de koroya katıldı.
Bu hamle, Mısır’da Muhammed Mursi’yi ve Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ı devirme girişiminin devamı niteliğinde.
Mısır’da başarılı oldular, Türkiye’de başarılı olamadılar.
Şimdi şanslarını Katar’da deniyorlar.
Hiç şüphesiz bu Katar’ın 15 Temmuz’udur.
Katar neden hedefte?
Birincisi, Arap Baharı’na ve bölge halklarının özgürlük talebine destek verdiği için.
İkincisi, Gazze halkına yaptığı yardımlar için.
Üçüncüsü, Hamas’ı ve Müslüman Kardeşler’i terör örgütü kabul etmediği için.
Katar’dan ne istiyorlar?
Suudi Arabistan-BAE eksenine boyun eğip Riyad ve Abu Dhabi’nin her isteğini yerine getirmesini.
El Cezire’nin Arap halklarının sesi olmamasını.
Yusuf El Karadavi’yi, Halid Meşal’i ve diğer bazı Müslüman Kardeşler ve Hamas liderlerini ülkeden kovmasını.
Filistin davasını tasfiye ve İsrail’le barış için Filistin direnişinin boğulması gerekiyor.
Bunun için de Katar’ın Gazze Şeridi’ne yardım etmemesi, Gazze’nin maaş, yakıt, elektrik ve benzeri krizlerinin çözümü için çaba sarf etmemesi gerekiyor.
Yıllar sonra Körfez bölgesine asker göndererek üs kuran Türkiye hem bu imkânı hem de en kötü gününde yanında duran iyi bir müttefikini kaybeder.
Özgürlüğe susamış bölge halklarının sesi biraz daha kısılır.
Mısır cuntası ve arkasındaki azgın çete iyice güçlenir.
Filistin direnişinin tasfiyesi kolaylaşır. Katar’dan ümmetin muhtaç çocuklarına yapılan yardımlar kesilir.
İHH ve RAF’ın Suriye’de birlikte inşa ettiği yetim köyü yetim kalır…