Osmanlı Devleti 1571 yılında Kıbrıs’ı Venediklilerden alınca, Doğu Akdeniz’de stratejik bir konuma sahip olan bu Adaya, Anadolu’dan 30 binin üzerinde Türkü naklederek büyük bir imar ve kalkındırma hamlesi başlattı.
Anadolu’dan getirilen sanatkâr, tüccar ve ziraatla uğraşan kesimlerin yanında kurulan Vakıflarla da kısa zamanda Kıbrıs cazip bir yer haline geldi.
1974 yılında yapılan ikinci Kıbrıs Barış Harekâtı ile yerleşime kapatılan ve “hayalet şehir” haline gelen Maraş da Osmanlı devletinde üç vakfa aitti: Lala Mustafa Paşa Vakfı, Abdullah Paşa Vakfı ve Bilal Ağa Vakfı.
Osmanlı dönemi boyunca vakıf olarak kalan Maraş, 1878 yılında başlayan İngiliz Sömürgesi ile adanın diğer bölgeler gibi yağmalanmaya ve peşkeş çekilmeye başlandı.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra 46 yıldır yerleşime kapalı tutulan ve bir zamanlar dünyanın en gözde turizm merkezi olan bölgenin tekrar yerleşime açılması için alt perdeden konuşmalar olduysa da gerçek anlamda bir girişim bu zamana kadar olmamıştı.
15 Şubat 2020 tarihinde Kapalı Maraş’ı açmaya yönelik ilk defa üst düzey bir toplantı yapılarak düğmeye basılmış oldu.
Türkiye Barolar Birliği’nin organize ettiği “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleriyle Kapalı Maraş Açılımı’ başlıklı yuvarlak masa toplantısı, Kapalı Maraş’ta önceden otel fakat şimdi Garnizon olarak kullanılan binada yapıldı.
Toplantının açılışına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Dışişleri Bakanı Kudret Özersoy, bakanlar, milletvekilleri, hukukçular, bürokratlar ve STK temsilcileri katıldılar.
Fuat Oktay, “Kapalı Maraş’ın arkasındaki “Kapalı” kelimesini kaldıracağız” diyerek bu konudaki kararlılığı vurgulamış oldu.
Öğleden önce yapılan açılış konuşmalarından sonra, TBB’nin organizesi ile Türkiye ve KKTC’den hukukçular, bürokratlar ve STK temsilcileri söz alarak görüşlerini ortaya koydular.
Toplantıda ortaya çıkan genel bakış açısı, KKTC sınırları içinde yer alan Maraş’ın 46 yıldır kapalı tutulmasının artık sonlanması, bölgenin tamamını kapsayan vakıf statüsü dikkate alınarak tekrar yerleşime açılması yönünde oldu.
Hatta bu konuda sonuç bildirisi yayınlanarak, kamuoyu ve dünyaya, Türkiye ve KKTC’nin kararlılığı duyurulmuş oldu.
Peki Kapalı Maraş’ın açılmasının önünde bir engel var mı veya açılabilir mi?
Bu konuda BM’nin tavsiye kararlar dışında bir engel bulunmamaktadır.
Maraş’ın tamamının 1571 yılından beri üç vakfa aidiyeti ile ilgili sayısız belgeler ve kayıtlar mevcuttur.
Doğu Akdeniz’in dünyanın önemli bir enerji havzası haline geldiği ve KKTC Cumhurbaşkanının hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan baltalama girişimlerinin olduğu bir ortamda “Kapalı Maraş Açılımı” toplantısı büyük önem arz etmektedir.
1974’lerin şartlarında Maraş’ın kapalı kalması anlaşılabilir fakat 46 yıldır bunun devam ettirilmesi anlaşılır bir durum değildir.
İlk defa yapılan “Kapalı Maraş Açılımı” toplantısı, Kıbrıs ve bölgenin geleceği için tarihi bir durumdur.
Maraş, yerleşime açılarak dünyanın cazibe noktası haline getirilmelidir. Bunun önünde hiç bir engel yoktur. Gürültü ve patırtı elbette olacaktır.
Bunun için sadece cesaret ve kararlılık yeterlidir. Bu toplantı ile bunun da olduğu gösterilmiştir.
Önümüzdeki günlerde Maraş’ın önündeki “Kapalı” kelimesinin kalkmasına yönelik çalışmalar ve tartışmalara şahitlik edeceğiz.