İşçi sendikacılığının tarihi çok eskilere dayanmaktadır. İşçi sendikacılığının çalışma yöntemleri, hak arama mücadelesi ve masadaki gücü memur sendikacılığına göre daha üst seviyededir. Bilindiği üzere kamuda çalışan iki yüz binin üzerindeki işçi için Türk İş ile kamu işveren heyeti arasında görüşmeler başladı.

Her toplu sözleşme döneminde emeklileriyle birlikte yaklaşık beş milyon kamu emekçisi memur, işçi sendikalarıyla ilgili süreci yakından takip etmektedir. Kamu işveren heyetinin işçilerle ilgili tutumu, zam önerileri ve mali teklifleri memurlar için de gösterge niteliğinde olmaktadır.

Bilindiği gibi son yıllarda Türkiye iç ve dış etkenlerin neticesinde ekonomik zorluklar yaşamaktadır. Yatırımların yavaşladığı, kurum ödemelerinin zaman zaman aksadığı ifade edilmektedir. Kamunun anapara havuzunun dolu olması harcayanlar açısından kolaylık sağlayacaktır. Ancak 2019 yılı itibarıyla havuzdaki para konusunda çok da rahat olunmadığı ifade edilmektedir.

Memur sendikaları arasında en çok üyeye sahip konfederasyon MEMUR SEN’dir. MEMUR SEN’in bir milyonun üzerinde üyesi bulunmaktadır. Kamu hizmet sektöründe 11 işi kolu bulunmaktadır. Tüm iş kollarında MEMUR SEN yetkili durumdadır. Memur Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın ve heyeti masayı da yasayı da gözden geçirmeliyiz şeklinde pazarlık sistemi ile ilgili açıklamalar yapmaktadır. Burada örnek alınmak istenen yöntemin işçi sendikalarının pazarlık yöntemi olduğu ifade edilebilir.

Ağustos ayı memurlar için çok heyecanlı geçeceğe benziyor. Zira memurların yaşanan ekonomik sıkıntılar sonrasında yüksek beklentilere girdikleri gözlenmektedir. Alandaki beklentileri sıralamak gerekirse yüzdelik zam olarak gerçek enflasyonun üzerinde bir oran beklenmektedir. Yani yüzde 15 ve üzeri bir zam oranı memurları memnun edebilir. Fakat işçilere önerilen yüzde 9’luk oran beklentinin çok altında görülmektedir.

Kamu çalışanlarının bir diğer beklentisi vergi dilimi meselesidir. Memurlar aldıkları zamların ikinci dilimini vergi dilimine heba etmektedir. Yani kamu çalışanları mayıs ayından itibaren yüzde 15’lik dilimden yüzde 20’lik dilime, eylül ayından itibaren de yüzde 27’lik vergi dilimine girmektedir. Bazen bir memur ocak ayında aldığı maaşı vergi diliminden dolayı aynı yılın ikinci altı ay zammı ilave edilmiş haliyle aynı yılın aralık ayında alamamaktadır. Bu durum kamu çalışanlarının en büyük problemleri arasında ifade edilebilir.

3600 Ek Gösterge meselesi artık bir an önce çıkarılmalıdır. Zira kamu çalışanları 3600 Ek Gösterge vaadinin gerçekleşmeyeceği vehmine kapıldığı ifade edilmektedir. Bu konuda da bazı meslek grupları kapsam dışı kaldığı için iş barışı anlamında sıkıntılar yaşanmaktadır.

Sözleşmeli istihdam modeli, sendika dayanışma aidatı, kılık kıyafet yönetmeliğindeki talepler, yıpranma payı ile ilgili talepler ve her iş kolunun kendi özel talepleri ağustos ayında kurulacak masada pazarlığın merkezinde yer alacak konu başlıkları olarak ifade edilebilir.

Hadi hayırlısı…