Millî Eğitim Bakanlığı uygulamaları ile yine gündemde. MEB, kararları ile milyonları ilgilendiren büyük bir camia. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız okullarının imtiyaz talepleri ve MEB’in sistemi içerisinde ayrıcalıklı bir alan talep etmesi Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in net duruşu sonucunda Türkiye’nin istediği şekilde sonuçlandı. Yani Lozan’la Fransız vatandaşlarına eğitim vermek amacıyla kurulan Fransız okulları Türk öğrenci alamayacak ve bu okullardan mezun olan Türk öğrenciler üniversiteye giriş sürecinde yabancı öğrenci sınavına giremeyecekler; her Türk genci gibi YKS sınavlarına girerek ter dökecekler.
Her yıl temmuz-ağustos aylarında ilkokula yeni kaydolan öğrencilerin velileri okul ve öğretmen seçme yarışına girerler ve referanslar, bağışlar, torpiller havada uçuşurdu. Bu yıl MEB, ilkokula yani kaydolan öğrencilerin sınıflarını ve bu sınıflara girecek öğretmenleri e-Okul sistemi üzerinden kura ile merkezî olarak belirleyeceğini duyurdu.
Yani bu yıl veliler için terazinin her iki kefesi de adil tartacak; şayet sistemi delmeye çalışan uyanık idareciler ve taleplerinde hiçbir sınır tanımayan veliler kurallara uyarsa. Eşitlik ve adalet duygusu insana ferahlık veriyor. İmtiyazlı, zengin, tanıdığı hatırlı kişiler olan insanlar MEB’in bu uygulamalarına mutlaka uymalı ve Bakanlık aldığı kararın takibini mutlaka yapmalıdır.
Okullarda öğretmen seçmek ve bazı öğretmenlerin ön plana çıkartılması çalışma barışına zarar vermektedir. Burada ilkokulda görev yapan tüm öğretmenlerin de talep edilen öğretmen kalitesine ulaşması gerekmektedir. İşini sağlam yapan, mesleğinin hakkını veren, kendini yenileyebilen öğretmen olma yarışı içerisinde olmalıdır her öğretmen.
Bilindiği üzere öğrencilerin tüm sınıf seviyelerinde kayıtları ve nakilleri Millî Eğitim Bakanlığının merkezî uygulamaları ile yapılmaktadır. Burada insanlar çocuğunun hangi okula yerleşeceğini öngörebilmekte, yerleşemedi ise neden yerleşemediğini bilmekte ve durumu kabullenmektedir. Artık büyük oranda kayıt için bağış toplama hadiseleri yaşanmamaktadır. Herkes sistemin işleyişinden memnun ve hakkına razı olmaktadır. Bu tür uygulamalar milletin devlete güvenini artırmakta ve eğitim kalitesine katkı sağlamaktadır.
Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan 77 yaşında vefat etti. Yazarlık müessesesini kurumsallaştıran, yazarları ve yazarlık çalışmalarını kurduğu Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi ve şubeleri marifetiyle destekleyen Merhum D. Mehmet Doğan’a Allah’tan rahmet diliyorum. Ankara’da Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi’nde bizzat sohbet etme imkânı bulduğum ve deneyimlerinden istifade ettiğim merhum D. Mehmet Doğan’ı rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Tüm yazarların ve sanat dünyasının başı sağ olsun.
Yazarlık, gelişen teknoloji ile hem belirli avantajlara sahip oldu hem de sanat kamuoyunda etkisini yitirmeye başladı. Yapay zekâ ile yazılan edebi eserler yazarlık saygınlığının en zayıf noktası hâline geldi. Özgün, sanatsal yönü yüksek, toplumu edebî zevk noktasına ulaştıran; aynı zamanda toplumun bilgilenme ihtiyacını karşılayan yazarlar, Türkiye Yazarlar Birliği’nin ve diğer yazarlık kuruluşlarının öncülük ettiği çalışmalar ile yazmaya devam etmelidir.