İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki katliamları ve askerî kayıplarının ardından sivillere yönelik intikam saldırıları devam ederken İsrail-Lübnan sınırında da gerginliğin yükseleceğine dair haberler ve açıklamalar gelmeye başladı.

İsrail medyasına göre Netanyahu hükûmeti, yakında İsrail ordusunun “Refah’taki askerî faaliyetlerinin sona erdiğini ve İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın yenildiğini” ilan edecek.

Filistin direnişi karşısında Gazze Şeridi’nde çok ağır kayıplar veren ve sadece masum sivilleri hedef alarak katliam üstüne katliam yapan İsrail ordusunun gerçekte zafer kazandığı yok.

Gazze Şeridi’nden de çekilmiyor.

Sadece Hizbullah’la gireceği olası bir savaşta dikkatini daha çok kuzeye vermesi gerekeceği için İran destekli örgüte “savaş konusundaki uyarılarının ciddi olduğu” mesajını vermeye çalışıyor.

Uluslararası medya son günlerde İsrail ve Hizbullah arasındaki savaş ihtimalinden söz ederken haberlerde Lübnan hükûmetinin adı dahi geçmiyor.

Çünkü Lübnan’da “savaş ve barış kararı” hükûmetin değil, tamamen yabancı bir ülkeye bağlı silahlı bir örgütün elinde.

Lübnan ordusunun gücü ise gariban Suriyeli mültecilere yetiyor.

Hizbullah’ın Filistinli direniş gruplarından çok daha güçlü silahlara ve füzelere sahip olduğu kesin.

İsrail’in buna rağmen Hizbullah’la savaşa girmek istiyor görünmesinin birkaç sebebi var.

Sınır bölgesindeki gerginlik ve savaş tehdidi sebebiyle İsrail’in kuzeyinde yaşayanlar bölgedeki evlerine dönmek istemiyorlar.

Dolayısıyla Netanyahu hükûmeti kuzey sınırını savaşla veya barışla bir şekilde güvenli hâle getirmek zorunda.

Savaş tehdidi, savaşın bölgeye yayılmasını istemeyen ülkelere “Hizbullah’a baskı yapın” mesajı veriyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki katliamları sebebiyle Batı’da ciddi sempati kaybı yaşadı ve Hizbullah füzelerinin ateşlenmesiyle kendini mağdur göstererek kaybettiği sempatinin bir kısmını yeniden kazanacak.

ABD’den ve Avrupa’dan çok daha fazla silah ve mühimmat alacaklar.

Hizbullah, savaş tehditlerine cevap olarak İsrail’e ait askerî üslerin, altyapı ve enerji tesislerinin havadan çekilen görüntülerini yayınladı ve Lübnan’a saldırması hâlinde İsrail’in “pişman olacağını” öne sürdü.

Ancak örgüt lideri Hasan Nasrallah’ın 2006 yazında Hizbullah militanlarının sınırı geçip üç İsrail askerini öldürmesi ve ikisini esir alması üzerine başlayan savaştan sonra yaptığı açıklama da yeniden gündemde.

Nasrallah o açıklamasında âdeta özür dileyerek “İsrail askerlerini esir almanın böyle bir savaşa yol açacağına dair yüzde 1 ihtimal olduğunu dahi bilseydik o eyleme kalkışmazdık.” demişti.

Olası bir savaşta ABD’nin bölgedeki üsleriyle ve savaş gemileriyle İsrail’in yanında duracağında şüphe yok.

İsrailli yetkililerin tehdit dolu açıklamaları bu gerçeğin farkında olmalarına dayanıyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Hizbullah’ın yayınladığı görüntülerin ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in Hizbullah ve Lübnan’a karşı kuralları değiştirme kararına çok yaklaştığını söyleyerek “Topyekûn bir savaşta Hizbullah yok edilecek ve Lübnan ağır darbe alacak.” dedi.

Lübnan sınırındaki gelişmeleri yakından takip eden birçok kişiye göre, son günlerdeki açıklamalara rağmen taraflar arasında kapsamlı bir savaş ihtimali hâlâ düşük.