İslamcılığı öldürmeye hevesli, İslamcıları tabuta koyup üstlerine toprak atmaya istekli Gülen cenahı, bu kez de İslamcı medyayı öldürmeye azmetmiş durumda… İslamcılara dair içlerinde biriktirdikleri kini, heybelerindeki öfkeyi, dillerindeki garezi peyderpey ortaya saçıyorlar. Bir kez daha hedefte İslamcılar var elhamdülillah… “İslamcı gazetecilik öldü mü” başlığı bana değil, Zaman gazetesinin müdürü Ekrem Dumanlı’ya ait. Dumanlı, geçen hafta kaleme aldığı yazısında, AK Parti üzerinden İslamcı medyayı eleştiriyor, İslamcıları ve medyalarını bir kaşık suda boğuyordu.
Her şey süt liman iken, Zaman gazetesindeki haberlerde AK Parti henüz AKP olarak isimlendirilmemişken, Mümtaz’er Türköne ve Ali Bulaç, meşhur “İslamcılık öldü mü” tartışmasının işaret fişeğini atmış, peşinden onlarca yazar tartışmaya ortak olmuştu. Günler süren tartışmanın sonucunda, İslamcılığı musalla taşına yatıran cemaat medyası, ardından gelen 17-25 Aralık günlerinde de AK Parti’yi ve onu destekleyenleri İslamcı olarak kodlayıp, musalla taşına yatırarak hem Batı’ya şirin görünmek hem de kendilerinin İslamcı olmadıklarını kanıtlamanın derdine düşmüşlerdi. Şükür ki, ne İslamcılığı ne de AK Parti’yi bitirebildiler… Sadece, kendilerini İslamcıların arasından soyutladılar, farklı bir mecranın insanları olarak mimlendiler.
Kesintisiz 10 yıl boyunca, AK Parti iktidarının meyvelerini tek başına yiyen Gülen cenahı, iktidar nimetinden mahrum bırakılınca, AK Parti’nin doğal hinterlandında olanlara sarmaya başladı. Şimdi de hedeflerinde İslamcı medya var. “İktidar varsa İslamcı medya var, iktidar yoksa İslamcı medya yok” diyerek, adeta kendi çalışma prensiplerini anlatıyorlar. Özal, Demirel, Yılmaz, Ecevit, Çiller iktidarları dönemindeki durumlarını çok iyi biliyoruz. İktidarda kim varsa eteğinin dibinde bittikleri dönemleri unutmadık. “İktidarın güç zehirlenmesinin karşısında yerle bir oldular” diyerek eleştirdikleri İslamcı medya, “iktidarda kim olursa olsun, yanına yanaşır, işimi görürüm” mantığında hareket eden bir medya olmadı hiçbir zaman. Kendileri iktidar nimetleriyle semirirken, İslamcı medya hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Kendileri aman işimiz tıkırında, tekere çomak sokmayalım deyip yanlışlara gözlerini kapatmışken, İslamcı medyanın köşe yazarları hiç çekinmeden, korkusuzca yapılan yanlışları eleştiriyordu.
İslamcı medyanın hayatta kalması için iktidarlara, hükümetlere, kravatlı adamlara, avantalara ihtiyacı yok. İslamcılar, iddia edildiği gibi gazeteciliği akademik düzeyde ve evrensel koşullarda bilmeyebilirler ama onlar, iktidar nimetlerinden faydalanmak için her gelene ağam her gidene paşam demeyecek kadar da dik duruşludurlar. Rüzgâr ne yandan eserse o yana eğilenlerin İslamcı medyada boy göstermesine bakıp aldanmayın, onlar gelip geçer, yine sırtlarında en ağır taşları getirenler ile dilleri pak adamlar kalır bize…
“İslamcı Medya” alt başlıklı yüksek lisans tezini Perşembe günü okuluna teslim etmiş bir gazeteci olarak, İslamcı medyanın bu ülke için ne anlam ifade ettiğini, hangi zor zamanlardan geçerek bugünlere geldiğini çok iyi biliyorum. Kimsenin endişesi olmasın, bu kervan yoluna devam ediyor…