Müslümanlar arasından son yüz yıldır ilim dünyamızı sarsacak derinlikte bir ilim irfan insanı yetişmedi. Çünkü İslam bir coğrafyaya mahkûm edilip adına da “İslam dünyası” denildi.
Bu dünyaya sürekli kan ve gözyaşı pompalandı. Savaşlar hiç eksik edilmedi. İslam’ın Timbuktu medeniyetini inşa eden Afrika toprakları tarumar edildi. Asya’da Gazne ve Buhara’nın esamesi unutturuldu. Irak’tan dünyaya yayılan ilim yokmuş gibi, Mekke ve Medine İslam’ın kalbi değilmiş gibi hissettirildi Müslümanlara…
Son yüz yıldır adı dünya çapında bilinen kaç ilim irfan ehli yetişti? Düşünce dünyamızı yerinden oynatan kaç isim var? Türkiye’den tutun Suudi Arabistan’a oradan İran veya diğeri İslam ülkelerinden herhangi birine kaç isim sayabilirsiniz?
İslam kültür dünyası, popüler kültürün gölgesine mahkûm edildi. İki tane İslam âliminin adını bilmeyen çocuklarımız onlarca popçu ve futbolcunun adını ezbere biliyorlar. Şarkılarını ezbere okuyorlar.
Son dönemlerde televizyonlarda sığ tartışmalar izliyoruz. Kendine âlim-aydın adını vermiş bazı insanlar dinin kılcal noktalarından buldukları detaylar üzerinden saatlerce tartışıyor. İslam’ın esas verdiği mesajlara yoğunlaşmak yerine tertipte sırası dahi olmayan konuları İslam diye dayatıyorlar. Kimse de bunlara bir dur diye diyemiyor.
Saygın bir hoca olarak kabul ettiğimiz adam çıkıp ayetlerle adeta alay edercesine ifadelerle, “Bunlar Arap’a indirilmiş Kur’an pasajlarıdır” sığlığından öteye gidemiyor. Ve bu görüntüleri de bir şekilde servis ettiriyor. Hepimiz seyrediyoruz. Çünkü dinle imanla alay etmek bu ülkede suç değil. Ama başka birine bir tek kelime söylemeniz veya ima etmeniz dahi sizi hapishaneyle tanıştırmaya yetiyor.
Bir dur demek lazım sıkıştırılmış olduğumuz kavramlar zindanından kurtulup gerçek din olan İslam ile tanışmamız lazım. İslam’ın taşıyıcı bayrağı omuzlarımızdayken sığlıklarla uğraşacak vaktimiz olmamalı. Doğudan, batıya; kuzeyden, güneye İslam’ın selamını bekleyen eller varken kin, öfke ve garezle değil, Allah için güzellikler taşıyan yürekler olmamız lazım. İlim geleneğimizin üst perdelerine yeniden ulaşıp irfan kapılarını tüm dünyaya sonsuza dek açmamız lazım.
İslam dünyası denilen bu bölgelere yeni bir felsefe, yeni bir ideoloji taşımaya gerek yok. Zaten kaç yüz yıl önce bu topraklarda bunlar vardı. Dolayısıyla Müslümanlar olarak kendi medeniyetimizi yeniden sağlamaya doğru ayağa kalkmalıyız. Çünkü bizim medeniyetimiz dünyaya sevgi, barış ve huzur taşımıştır.
Zaman silkinme ve doğruya erişme zamanıdır. Zaman doğruyu bulma ve doğruda erime zamanıdır. Zaman İnsanlığa İnsanlık taşıma zamanıdır.
Selam ile efendim…