“İnsan, bir yanıyla beden bir yanıyla ruh” diyorlar. Beden kısmını elbet biliyoruz. Ya da şöyle söylemeliyim; beden kısmını görüyoruz. Ama ruh meselesi henüz tam manasıyla çözmediğimiz ve belki de çözemeyeceğimiz bir mesele. Zira insan bedeniyle değil esasında ruhuyla yaşıyor. Hatta gönlüyle, değerleriyle ve değer verdikleriyle…

İnsanın bir kıymeti var. İnsan olduğu için, insan yaratıldığı için. Ya da belki doğrusu şöyle olmalı; insan kıymetlidir, Allah yarattığı için.

Şair şöyle diyor;

Altın ile mizanda bir gelse dahi zeng

Sıklette bir olmak ile kıymette bir olmaz

-Kemal Paşazâde-

Her birimiz bir maksat için doğmuş insanlarız. Nerede doğduğumuz, kiminle olduğumuz, neye inanıp nelerden uzak durduğumuz, hangi diyardan, hangi anadan hangi babadan olduğumuz birer teferruat aslında. Asıl mesele insan olduğumuz. Ama şu da var insan olmak insandan doğmakla olmuyor. Aynı şey değil ve olamaz da. İnsan olmak bir rütbe kanaatimce… Doğunca var olan mı sonradan alınan mı bunu tam manasıyla kestiremiyorum. Zira sonradan bu rütbesi sökülenleri de kendini yerin dibine indirenleri de gördük ve görüyoruz.

İnsan yaratılmış her varlık içinde en kıymetli olanı. Eliyle, diliyle, bedeniyle değil. Gönlüyle, hissiyle ve değerleriyle kıymetli insan…

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen

Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen

-Şeyh Galib-

Kıymetli olmak için kıymet bilmek ve kıymet vermek gerekir. Değerlerini yitiren insan değerini yitiren insandır bence. Bizi biz yapan, bizim olan ve bizden olan her ne varsa onlara sımsıkı sarılmaya mecbur değil mahkûmuz. Yoksa başkalarına benzemekten fazlası, bir başkası oluyoruz. Bizim gibi görünen ama bizden olmayanlar.

İşte maksat belki de o kıymeti bilmek, o kıymeti söylemek ve hatırlatmak sadece.

Ne kadar değerli olduğunu bilmek için nelere değer verdiğine bakmalı insan. Kıymeti kıymet verdikleriyle ölçülür. Bizim durumuzda tam da bu şimdi. Mizanın bir tarafında biz duruyoruz. Gerçek, sahi, öz, hakikat olarak; imanı, geleneği, derdi, kültürü ile biz. Ama diğer tarafında bizden olmayan, biz olmayan bir şeyler; sahte, suni ve yapmacık.