Cari açığı azaltabilmenin birçok metodu vardır ama en önemlisi ihracat miktarlarını artırmaktan geçmektedir.
Bilindiği gibi cari açık bir ülkenin döviz girdileri ile döviz çıktıları arasındaki fark olarak tanımlanmaktadır.
Döviz girdiniz fazla olursa cari fazla; döviz çıktınız fazla olursa da cari açığınız var demektir.
Ülkemizde de maalesef cari açığımız hiç de istenilmeyen seviyelerdedir. Bunun sebeplerini burada saymaya kalksak ve bu sebeplerle ilgili çözüm önerilerini sıralamaya kalksak haftalarca bunu yazmam gerekebilir.
Çünkü cari açık konusu ekonominin en hassas ve en önemli konusudur hele ki bizim gibi ithalata dayalı ekonomilerde hassasiyet derecesi birkaç kat daha artan bir konudur.
Bu ekonomik yapımızdan aslında hızla uzaklaşmamız gerekiyor yani ithalat oranlarımızı düşürmemiz gerekiyor ki cari açıkta istenilen noktalara gelebilelim.
Bunun için yapılması gereken en önemli husus birçok alanda hammadde üretimimizi artırmalıyız ki dışa bağımlılığımız azalsın.
Bakınız pandemi sürecinde üretim azalmasından ve hammadde kaynaklarına ulaşmada yaşanılan sıkıntılar kaynaklı yurtdışından aldığımız yüzlerce hammadde, mamul veya yarı mamul ürünlerin fiyatlarında çok ciddi artışlar yaşandı.
Sonrasında da pazarda, markette, çarşıda ve pazarda zam sağanağı başlayarak enflasyonun daha da yukarıya çıkmasına vesile oldu.
Zaten enflasyon problemi ülkemiz için ciddi bir sorun bir de bu sorunun pandemi sürecinde artması ekonomik yapıyı daha da bozdu.
Tüm bu sorunlardan ötürü bizim yapmamız gereken yegâne hareket ihracatta vitesleri artırmaktan başkası değildir.
Dünyada ve ülkemizde aşılama oranlarının her geçen gün yükselmesiyle de eğer Delta varyantı denilen varyantın bir dördüncü dalgaya sebep olması sorunu yaşanılmazsa pandemi yavaş yavaş gündemden çıkmaya insanlar normal yaşantılarına dönmeye başlayacaklardır.
Hayat ve yaşam normale döndükçe de sanayide ve ticarette çarkların dönüşü daha da hızlanacaktır.
Bu süreçte her sektör ihracat hedefini katlayarak artırmayı kendine hedef seçerse cari açık yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır.
Sektörlere getirilecek teşvikler ve desteklerle pandemi sürecinde yaşanılan sıkıntılar bir nebze olsun azalabilecektir.
Sektör temsilcileri de üzerlerine düşen vites büyütme görevini kararlılıkla yerine getirmelidirler.
Bununla ilgili son dönemde gelen haberler yüzümüzü güldürür niteliktedir. Öyle ki tekstil sektöründe 2021 yılı ihracat hedefi haziran ayı itibariyle yaklaşık 1 milyar dolar tutarında artırılmış durumdadır.
Otomotivde de hedef artırılarak 30 milyar dolar, kimya sektöründe 23 milyar dolar, tekstil sektörüne yönelik hammadde üretimi yapan sektörler 12 milyar dolar, makine üreticileri 21 milyar dolar ile bu yılın yeni hedeflerini revize etmiş durumdadırlar.
Ortaya konulan yeni hedefler rahatlıkla gerçekleştirilebilecek niteliktedirler ve bununla ilgili her türlü gerek alt yapıya gerekse de üst yapıya sahip bir konumdadır ülkemiz.
Özel sektör ile devlet el ele verdiği müddetçe ihracatta vitesin çok daha yukarılara çıkarabileceğine olan inancın tüm taraflarca hissedilmesi ve uygulanması gereklidir.
Bu yapılabildiğinde rakamların da istenilen seviyelere gelmesi muhtemel bir hal alacaktır.