Fransızca bir kelime olan ideoloji, “fikir bilimi” manasına gelecek bir terkip olarak türetilmiştir. İdeolojiler, sosyal ve iktisadi meselelerle ilgili fikirler bütünüdür. İdeolojiler, “toplumlar için mükemmel düzen ve sistemler ürettikleri” iddiasını ileri sürerler. Sosyal ve iktisadi meselelerin değişimi güçle yakından ilgili olduğu için ideolojiler ile iktidarlar arasında güçlü doğrusal bir bağ vardır. İktidarların güçlendiği dönemlerde ideolojiler zayıflamakta, ideolojilerin güçlendiği, çoğaldığı dönemlerde ise iktidarlarda güç kaybı, dağılma ve çözülme emareleri görülmektedir. İdeolojiler, kolektif yahut bireysel bir kurucuya ait olsalar da kuvve’den fiile geçmeleri için bir örgüte gereksinim duyarlar. Örgüt ile ideolojinin birleşimi sonrası ideoloji, fiili bir güç haline gelir ve çoğunlukla mutlak hükmedici güce de talip olur.

İdeolojilerin tamamen rasyonel düşünce örüntüleri, mantıksal önermeler olduğu varsayılır. Bu çabaya biz aklın toptancılığı da diyebiliriz. Bu yüzden Cemil Meriç “İdeolojiler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir” der. Ancak tüm bu gerçekliğe rağmen ideolojiler salt akılla izah edilemezler. Her ideolojinin mutlak suretle sahip olduğu bir akıl kökünün varlığından bahsedebilir. Mesela Sosyalizm ve Komünizm, ekonomi-politik temelli ideolojilerdir. Bu ideolojiler bize, bütün ekonomik ürünlerin ortaya çıkmasına sebep olan şeyin “emek” olduğunu, bu sebeple de mülkiyetin kaynağının emekle ilişkilendirilmesi gerektiğini söyler. İktisadi üretim “işbirliği” ile yapıldığı için de Sosyalizm bireyi değil “toplumu” merkeze alan toplumcu bir fikri arka plana oturtur. Bir fiili-kolektif ideoloji olarak Kapitalizm ise, ekonomik üretimlerde esas rolü “müteşebbise” (girişimci), dolayısıyla büyük ölçüde sermayeye verir. Bu sebeple kendi evreninin merkezine menfaat ve “bireyi” almış olur. Liberal / kapitalist teori her bireyin kendisi için en iyi ve doğru olanı bulacağını, her bireyin kendisi için en iyi olanı bulduğunda ise tüm toplumun ideal mutluluğa ulaşacağını vazeder. Yine aynı şekilde pek çok esaslı yahut karma ideolojinin temel akli önermelerini yani akıl köklerini birkaç cümle ile ifade edebilmek mümkündür.

Ancak bence ideolojilerin akıl köklerinin arkasında yer alan bir ya da birkaç esaslı ruh kökünün varlığını görmezlikten gelemeyiz. Kıskançlık, haset, bencillik, gıpta, ihsan, kin, nefret, sevgi, intikam merhamet, kibir, vefa, sadakat, cesaret, hakkaniyet, adalet, hıyanet ana duyguları ve bunların türevleri binlerce ideolojiye kaynaklık eder. Nasıl ki bilgisayar yazılımcıları bir ve sıfırdan milyarlarca bilgisayar yazılımı türetiyor nasıl ki, kadim filozoflar Anasır ı Erbaa’dan tüm varlık âlemi ortaya çıktığını ifade ediyor biz de bu temel duyguların karışımından milyonlarca ideolojinin türeyebileceğini söyleyebiliriz.

Bu kavramsal çerçeveyi burada noktalayacağız ve bir sonraki yazımızda Türk siyasetini ve ideolojilerini ruh kökleri üzerinden analize devam edeceğiz. CHP, AK Parti, MHP, HDP ve diğerlerinin ruh kökleri üzerinde kelam etmeye devam edeceğiz.