Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) yayın yapan Suudi Arabistan kanalı MBC, yaklaşık iki yıl önce Arap dünyasını kasıp kavuran “Diriliş Ertuğrul” ve “Kuruluş Osman” gibi Türk dizilerine “Ateş Krallıkları” adlı diziyle savaş açmıştı.
Yönetmenliğini İngiliz Peter Webber'in yaptığı dizide tarihi gerçekler çarpıtılarak Memlükler övülüyor, Osmanlı Devleti ve Yavuz Sultan Süleyman kötüleniyordu.
Dizinin amacı Arapların Türk dizilerine ilgisini azaltmaktı ve yapımcısı BAE’li Yasir Harib, aynı amaca hizmet edecek daha başka projelerin de yolda olduğunu söylüyordu.
Petrol paralarıyla her şeyi başarabileceklerine inanan Körfez’in zengin prenslerinin 40 milyon dolarlık söz konusu projesi doğal olarak fiyaskoyla sonuçlandı.
Ateş Krallıkları, Diriliş Ertuğrul’u ve benzeri Türk dizilerini gölgede bırakmak şöyle dursun yanlarına dahi yaklaşamadı.
Eylül ayında seyirci karşısına çıkması beklenen Barbaros dizisinin de Arap sokağından aynı ilgiyi göreceği kesin.
Fakat BAE prensleri parayla her şeyi başaramayacaklarını henüz anlamamış olacaklar ki kavgayı Hollywood’a taşımışlar ve bu kez de Katar’ı hedef almışlar.
Abu Dhabi’deki “Film Gate Production” tarafından finanse edilen “The Misfits” adlı sinema filminde Katar “teröre destek veren ülke” ve Abu Dhabi’nin adamları da “kahramanlar” olarak gösteriliyormuş.
Maliyetinin 50 milyon doları aştığı söylenen filmde Katar’ın adı “Jazeeristan” imiş.
Bu adın Doha’dan yayın yapan el-Cezire kanalına işaret ettiğini belirtmeye gerek yok.
Medyaya yansıyan haberlere göre filmde ünlü âlim Yusuf el-Karadavi de “Müslüman Kardeşler örgütünün ve küresel terörün lideri” olarak tasvir ediliyormuş.
Katarlılar BAE’nin finanse ettiği filme öfkeliler ve ülkelerinin hedef alınmasına karşı hukuki yollara başvurmaya hazırlanıyorlar.
Körfez’in şımarık prensleri kibirlerinden gözleri kör olduğu için ne yaptıklarının farkında değiller.
Sefihin eline kazara para geçince böyle oluyor.
Katar’ı kötülemek için Hollywood’a yaptırdıkları filmin İslamofobia’ya hizmet edeceğini ve Müslüman Arap kimliğini terörle ilişkilendirmek isteyenlerin değirmenine su taşıyacağını göremiyorlar.
Hedefledikleri seyirci kitlesinin büyük çoğunluğunun Suudi Arabistan, BAE ve Katar arasında ayrım yapabilecek bilgiye ve zihni altyapıya sahip olmadığını unutuyorlar.
Birçok Batılının gözünde hepsi “benzer kıyafetler giyen ve aynı tarzda yaşayan sonradan görme çöl bedevileri”.
Ayrıca Katar’ın BAE’ye misliyle karşılık verebilecek gücünün bulunduğunu göz ardı ediyorlar.
Bölgeyi yakından takip eden herkes el-Cezire kanalının BAE-Suudi Arabistan ittifakının kanalı el-Arabiya’ya karşı ezici bir üstünlüğü olduğunu bilir.
Daha da ötesi, Katar da oldukça zengin bir ülke ve parayı basıp BAE’yi hedef alan bir ya da birkaç filmle Abu Dhabi’ye aynı dilden cevap verebilir.
Yemen’deki yasadışı gizli hapishanelerden kara para aklamaya, düşünce suçlularına işkenceye ve organize suç örgütlerine desteğe kadar filme konu olabilecek gerçek hayatta yaşanmış hikâyeler de var.
Zengin Arap ülkelerinin aralarındaki bu tür kavgalar Avrupa ve Amerika’daki lobilerin işine yarıyor.
Normal şartlarda ancak rüyalarında görebilecekleri paraları kazanıyorlar.