İnsan ancak sakinleştiğinde, durduğunda dinginleşir ve zihin düşünmeye uygun bir zemin bulur. Sakince durabildiğinde düşünerek, aklederek “Ne yapıyorum, nereye gidiyorum? Benim ne yapmam lâzımdı?” diye sorabilir. Ancak düşünerek doğruyu yanlışı ayırt edebiliriz. Sıklıkla düşünmeli ve ondan sonra davranmalıyız.
Eğer ne yaptığımızı, ne konuştuğumuzu düşünmezsek, yaptıklarımızın sonunu da düşünmeye vaktimiz kalmaz. İnsan hissettiği gibi davranmaya ve davrandığı zamanda kendisini haklı görmeye alışırsa, “Ben ne hissediyorsam o doğrudur, bu sana yanlış geliyorsa o senin sorunun” diyerek, büyük bir çıkmaza imza atar. Bu düşünmeyi unutarak duygularımızın hayatımızı yönettiğinin resmidir. Aklını kullanamamak, bir insana eziyet, mağduriyet ve mahrumiyet olarak yeter. Rabbimiz (c.c), pek çok ayeti kerimede aklımızı kullanmanın önemine işaret eder.
“Ey kavmim, buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ücretim beni yaratana aittir. Akıl etmez misiniz?” (Hud 51)
“Geceyi gündüzü, Güneş’i, Ay’ı sizin istifadenize vermiştir. Yıldızlar da Onun emrine boyun eğmiştir. Bunlarda, akıl edenler için dersler vardır.” (Nahl 12)
“Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah (c.c) katında olanlar ise, daha iyi ve devamlıdır. Akıl etmez misiniz?” (Kasas 60)
“Kur’anı öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan yok mu?) (Kamer 17)
“Akıl edesiniz diye Kur’anı Arapça okunan bir Kitap kıldık.” (Zuhruf 2-3)
“Allah (c.c) katında canlıların en kötüsü, aklını kullanmayarak sağırlık ve dilsizlik edenlerdir.” (Enfal 22)
“Allah’ın izni olmadıkça hiç kimsenin iman etmesi söz konusu değildir. Allah (c.c) aklını kullanmayanları, en yüz kızartıcı iğrençliğin kucağına atar.” (Yunus 100)
Yani Rabbimizin (c.c) ilk istediği şey, okuyarak öğrenerek, doğru sorular sorup doğru duaya yönelerek aklımızı geliştirmemiz. Mevlâna hazretleri, “İnsanın değeri aradığı şeydir” buyuruyor. Gelişmiş akıl doğru bilgilerle donatılmalı ki, aradığı ve yöneldiği şey doğru olsun.
Ya İlâhi, aklımızı geliştirecek doğru soru ve Seni bulduracak doğru cevapları nasibimiz eyle. Bizi hayırda meşgul edecek doğru bir anlayış, doğru dostlar ve doğru aile desteği nasip eyle. Bizi bize bırakma, Sen sahibimizsin, bizleri kaygan zeminlere gitmeden uyandır, basiretimizi artır. Unutur veya yanılırsak Sen affeyle. Kendi haline bıraktıklarından kılma. Sana sığınırız ve Senden yardım dileniriz. Durup düşünmeyi, tefekkür etmeyi, ayetlerle ve Peygamber efendimizi (s.a.v) hayatıyla zihnimizi ve gönlümüzü beslemeyi Sen nasibimiz kıl. Bizleri toplum ve bütün dünyadaki Müslümanlar olarak kardeşlik zemininde buluştur, yardımlaşma ve paylaşmayı, her şeyin zaten Senin olduğu bilinciyle hayatımıza geçirmemizi nasip eyle. Bizleri ilminle ve hikmetinle arındırdıklarından ve selâmete çıkardıklarından eyle. Senin her şeye gücün yeter ey Rahmet-i Rahman.