Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın teröristlerce şehid edildiği hadise, hükümete alenen düşmanlık eden medya tarafından tam bir rövanş mantığıyla görüldü.

Başını Hürriyet gazetesinin çektiği terörist sever medya, katillerin mensubu olduğu örgütün aleni reklamını yapmanın yanında şehid Savcı’nın, ağzı kapatılmış ve başına silah dayanmış resmini de yayımlayarak ahlâksızlıklarının üzerine tüy diktiler. Hürriyet, önce teröristin resmini tam koymuş ve düşmanlığını açık eden bir başlıkla yayımlanmıştı.

Özellikle sosyal medyada yükselen tepkiler üzerine yeni bir baskı yaptılar ve bu kez başlıkla birlikte resmi de değiştirdiler. Herkesin terör propagandası ve şehide saygısızlık olarak nitelediği bu sayfa düşünün ki, sözüm ona düzeltmiş hali…

Maksat kaosa çanak tutup hükümeti yıpratmak olunca başka tarz bir yayım politikası da söz konusu olamıyor, görüldüğü gibi.

Bunun üzerine Başbakan, içinde Hürriyet’in de olduğu terör yardakçısı medyanın, cenaze törenine alınmaması talimatını verdi.

Kökten Kemalist ve Paralel ihanet medya mensubu gazetelerle aynı tezvirat çuvalına giren Hürriyet, bu duruma çok bozuldu.

Doğan medya üst yönetiminin yaptığı açıklamada üstü kapalı bir biçimde de olsa kabul ettiği ahlâksızlıkları hiç yapmamış gibi davranmayı seçti, büyük bir pişkinlikle.

Hani, insan azıcık utanır, yüzü kızarır!

Ama nerede!

Utanmak bir yana hiç sıkılmadan karşı saldırıya geçti Hürriyet.

Başbakan’a hitaben yazılan başyazıda, sözünü ettiğimiz utanmazlığın ve pişkinliğin özgün örnekleri vardı adeta.

‘Ahlâksızlık’ ifadesi, çok zorlarına gitmişmiş meğerse.

Bu ithamı reddediyor ve şanlı (!) tarihlerinden örnekler sıralıyorlar.

Güler misin, ağlar mısın!

Ahmet Kaya’nın linç edildiği ve sürgünde ölümüne neden olan ‘Vay Şerefsiz!’ manşetini atan kendileri değilmiş gibi, ahlâktan ve erdemden dem vurmuyorlar mı, tam bir “ört ki ölem” vaziyeti…

“411 el kaosa kalktı” ahlâksızlığını bunlar yapmamıştı değil mi?

Millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’i resmen tehdit eden kimdi yahu?!.

Peki, 28 Şubat sürecindeki o meşum ve melun, “Gerekirse silah bile kullanırız!” manşeti?

Utanmazlığın ve ahlâksızlığın, tabir yerinde ise kitabını yazmış bir gazetenin, “ahlâksızlık” iddiası karşısında başını eğip mahcup bir pozisyon alması gerekirken karşı saldırıya geçmesi, tam da “ahlâksızlığın” nişanesi olsa gerek.

Hürriyet ve hempasının durumu bu!

Bir de geçmişte İslâmcı (!) kimliklerinden ötürü mezkur medya organlarının yüzlerine bile bakmadığı, bunun ötesinde her vesileyle aşağıladığı kimselerin aldığı tavır var ki, kelimenin tam manasıyla içler acısı.

Sırf Cumhurbaşkanı’na ve hükümete küfrettikleri için adam yerine konan bu zavallılar için söyleyecek sözüm yok.

Onlar, bir süre daha bu mülevves tarzları nedeniyle adam (!?) yerine konmaya devam edecekler.

Vaesefa yahut aarun aleyhum!..