Temmuz’la başlayıp hala devam eden sıcakların bitmesine az kaldı. Hani eskiler derler ya Ağustos’un yarısı yaz yarısı kış diye. Doğru aslında! Karadeniz bölgesi olarak bunu hemen her yıl yaşıyoruz. Diğer bölgelerimizde de durum aynıdır herhalde. Yani demem o ki havalar yakında serinler ve “sıcaktan yürüyüş yapamıyoruz” bahanesi de azalır. Evet! Bu hafta ki konumuz yürüyüş.
Toplum olarak otomobilleri sevdiğimiz bir gerçek. Ülkemizde her yıl otomobil sayısı artıyor. Buraya kadar bir sorun yok. Zenginlik alameti. Güzel. Tehlike şurada başlıyor: Yürüyüş mesafelerimiz kısalıyor. İşlerimizi daha hızlı bitirip “evde şöyle bir uzanayım” kısmına daha fazla vakit kalıyor. Bir de ağır bir akşam yemeği yemişsek sakın şuradan kalk şuraya otur demesinler. Halimiz yok. Spordan hiç bahsetmeyeceğim bile. O kadar işin gücün ortasında kendine zaman ayırıp spora gidenlerimiz zaten çok az. Belki 100 kişiden bir ya da ikisi. Herkesin bütçesi ve ya zamanı buna uygun olmayabilir. Ben maliyetsiz ve daha basit ama bir o kadar faydalı olan yürüyüşten başlamamızı istiyorum. Çünkü yürüyüş eğer ciddi bir sağlık problemi yoksa her yaştan ve her bütçeden insanın rahatlıkla yapabileceği, faydaları bilimsel olarak tescilli bir aktivite. Faydalarını sayacak olursam yazı bitmez ancak en önemlileri şunlar:
Dolaşım sistemini normal işleyişine sokarak kalp ve damar hastalıkları ve hatta akciğer hastalıkları riskini azaltır.
Hipertansiyon ve felç riskini azaltır.
Bağırsak fonksiyonlarını düzenler.
Pek çok hastalıkların baş nedeni olan obezite riskini azaltır.
Depresyon riskini azaltır.
Düşünceyi düzenler.
Canlı ve enerjik hissetmemizi sağlar.
Kas ve eklemlere esneklik sağlar. Vücut ağrılarını azaltır.
Sabahları erken uyanmaya yardımcı olur.
Yaşlanma sürecini geciktirir.
Kemikleri güçlendirip osteoporoz riskini azaltır.
Tüm bunları elde edebilmek için ise günde en az yarım saat, orta tempoda bir yürüyüş yapmamız gerekir. En güzeli, imkânı olanlar için koruluk bir alanda veya deniz kıyısında yapılan yürüyüşlerdir, çünkü yürüyüş sırasında bu ortamların bol oksijen ve diğer iyonlarından da faydalanmış oluruz. Tabi ki işten güçten fırsat bulmadığımız hafta içi ve ya diğer çalışma saatlerinde de yürüyüşten vazgeçmeyeceğiz. Bulabildiğimiz her imkânı günlük yürüyüş süremizi tamamlamak için kullanabiliriz. Sabahları işe yürüyerek gelebiliriz mesela veya çıkarken yürüyebiliriz. Öğlen aralarını değerlendirebiliriz. Küçük alışverişlerimizde yakınımızdakini değil daha uzaktaki bir marketi tercih edebiliriz. Tabi yürüyüş yaparken uygun ayakkabı seçimi oldukça önemlidir. Aksi takdirde ortopedik problemler yaşayabiliriz. İş yerimizde bir spor ayakkabısı bulundurmak bu konuda faydalı olabilir. Unutmayalım az da olsa devamlı yapılan yürüyüş bize faydalı olacaktır. Yeter ki isteyelim ve gereğini fark edelim. Mutlaka zaman ve imkan buluruz.
Sağlıcakla kalın…