Türkiye’de bu zamana kadar yapılması becerilemeyen işlerden birinin de muhalefetlik olduğunu yıllardır klişeleşmiş söylemlerle duyuyoruz. Muhalefetlik yapmayı daima aksi söylem ve icraatların savunucusu olarak görebilme sadece ana muhalefet partisinin temsilcileri ve vekillerinde görülen bir durum değil artık. Sağ veya sol görüş hiç fark etmez artık bu muhalefetlikten anlayamama durumu partilerin vekillerinden daha da geniş bir alana yayıldı. Yani artık muhalefetliğin ne demek olduğunu muhalefet partilerine oy veren insanlar da bilmiyor desek yanlış olmaz.
Bakanlıklarda, üniversitelerde ve özek sektörlerde çalışan insanların bir kısmının muhalif olmasının elbette bir sakıncası yok. Yalnız muhalif görüşe sahip bazı insanların fırsatını buldukları her ortamda pervasızca hükümete saldıran ifadeler kullanıp hükümete oy veren veya zihniyet olarak yakın olan insanları dışlayıcı davranışlarda bulunmalarının ise bir izahı var mı bilmiyorum!
Kamu kurumlarında muhalefetlik yaptığını zannedip ağza alınmayacak kelimelerle hükümeti sözde eleştirdiğini zanneden ve kendilerince çağdaş olduğunu düşünen bir güruh var ortada. Üniversitelerde derslerde hükümete ve liderine açıktan saldıranların yanında çeşitli ödev, etkinlik ve projelerle muhalefetliğini akademik söylemin altına gizleyip beyin yıkayan akademisyenler ise hep varlardı zaten.
Muhalefetlik yaptığını düşünen ve ilerici olduğunu her ortamda dile getiren bu güruhun hükümete ve Erdoğan’a yakın gördüğü insanları dışlama, bezdirme ve yıldırma politikalarına kamu amirlerinin ses çıkarmaması ise işin farklı bir boyutu. Hükümetin verdiği yetkiyle makam sahibi olan bazı insanların muhalif düşünceye sahip insanların yaptıkları mobbinge ses çıkarmayıp müdahale etmemesi yıllardır iktidarda olduğu düşünülen bir partinin aslında iktidara hiç gelemediğini gösteriyor. Biraz daha ilerleyip şunu da yazalım: Erdoğan resminin altında oturduğu koltukta kendisinden ricası olan bir görevliye ‘O çok sevdiğin Reis’in yapsın bu istediğini’ diyerek kişiye kapıyı gösteren makam sahipleri var bu ülkede! Zannedersem muhalefetlik adı altında pervasızlaşan insanların cesaretlerini nerden aldıklarını şimdi daha iyi anlıyoruz.
Biraz daha derine inelim mi diye sormayacağım müsaadenizle inmeye devam edeceğim. Şu an AK Parti’de yönetici, söz sahibi hatta vekil olan insanların çocuklarının bile arkadaş ortamlarında ‘Tek adamlığa karşıyım’ diye yorumlarda bulunduğunu biliyor musunuz? Yanlış anlaşılmasın, kim olursa olsun herkes istediği gibi düşünebilir veya yeni yönetim şeklini yorumlayabilir. Anormallik partinin içinde etkin olan isimlerin yakınlarına ve çocuklarına yeni sistemin tek adamlık ile alakasının olmadığını anlatamayacak kadar vurdumduymaz ve sorumsuz olmasıdır. Partide yöneticilik ile alakası olmayan milyonlarca insanın bu davaya cesurca sahip çıkmasının yanında bu vurdumduymaz insanların hem de parti içinde olduğunu görünce ben ne hissettiysem biliyorum ki sizler de aynısını hissettiniz.
Bu durumlar, gün yüzüne çıkmaya başlayan tuhaflıklar nelerdir? Başlığı adı altında yazıldı ama siz bakmayın o başlığa, bunlar herkesin bildiği ve konuştuğu şeyler. Asıl tuhaf olana gelelim o zaman, herkesin bildiği ve konuşmasına rağmen değişen bir şey yok! İşte asıl tuhaflık burada.