Sosyal medya şirketlerine yasal anlamda getirilmek istenen düzenleme sonrasında öğrendik ki bu konuda yine geç kalmışız. Batılı ülkelerinin çoğunda sosyal medyadan küfür, hakaret ve terör propagandasınadair yapılan paylaşımların karşılığı para cezasından başlayarak ağır hapis cezalarına kadar gidebiliyor. Örneğin Fransa’da kişilik haklarına sosyal medyadan yapılan saldırıya karşı 100 bin eurodan başlayan ve hapis cezasına kadar uzanan yaptırımlar söz konusu.
Benzer yaptırımların Almanya’dan İngiltere’ye İngiltere’den de Avustralya’ya kadar uzanan çok farklı ülkelerde yer aldığı ise artık malum. O ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının söylemlerine baktığımızda ise “burada sosyal medyada paylaşım yaparken aile resimlerinizi çekinmeden koyabilir veya anlık paylaşımlarınızı yapabilirsiniz, insanlar sizi takip eder veya bırakır, sahte isimle açılan hesapla bir hakarete uğrama ihtimaliniz az da olsa var, ama genelde bilinir ki ağır para cezaları var” dediklerini görüyoruz.
Türkiye ise sosyal medya kullanıcısı fazla olan ülkelerin başında geliyor. Sosyal medya şirketlerinin ülkemize ödemesi gereken vergileri ve Türkiye’de açmaları gereken temsilcilikleri bir yana bırakarak olaya gerçek “özgürlük” açısından bakmak gerekiyor.
Şu an sosyal medyada özgür olanlar, sahte hesaplarla istediğimi yazarım düşüncesinde olanlar, insanlar neden gerçek isimleri ile sosyal medya hesaplarından düşüncelerini ifade etmekten çekiniyorlar? Paylaşımların altına gelen ve ismi belli olmayan binlerce hesabın yazılı tacizine maruz kalmaktansa düşüncelerim içimde kalsın anlayışı ağır bastığı için olamaz mı?
Paylaştığımız gönderilerin altına kendimize veya ailemize karşı yapılacak saldırıların önüne geçmek için yasal bir düzenlemenin gerekliliği ortada. En önemlisi, kim olduğu belli olmayanlar hesaplar olmadan insanların düşüncelerini ifade etmesi daha kolay olacağı gibi sosyal medya alanında da demokratik düşüncenin gelişimine yardımcı olacağı görülmektedir. Herkesin görüşü veya düşüncesi ne olursa olsun yeri geldiğinde kendini ifade etme adına özel alanı olan sosyal medya mecrasının da korunması gerektiği artık kaçınılmaz bir zorunluluk olarak durmaktadır.