Gazze Şeridi’ne açılan savaşı sona erdirmek üzere Mısır’ın gözetiminde 2014 yazında İsrail hükümeti ve Filistinli gruplar arasında imzalanan ateşkes anlaşmasına işgal güçleri yürürlüğe girdiği tarihten bu yana hiç uymadı.
Bilakis İsrail ordusu ateşkesi karada, havada ve denizde sürekli ihlal etti.
Sınırı geçerek tünel arama bahanesiyle Gazze Şeridi’ne girdi, sınır bölgelerinde mevzilenen işgal askerleri yakınlardaki evlere ve tarım arazilerine ateş açtı.
İşgal donanması da denizde Gazzeli balıkçıları sürekli taciz etti.
Üç kuruş ekmek parası için denize açılan insanları gözaltına aldı, teknelerine ve av malzemelerine el koydu.
Geçenlerde bir İsrail hücumbotu çevresinde dolandıktan sonra kasıtlı olarak üzerinden geçtiği balıkçı teknesini paramparça etti ve teknedeki Filistinli balıkçının cesedi dahi bulunamadı.
İsrail ordusu önceki gün füze atıldığı iddiasıyla Gazze Şeridi’ne bir dizi saldırı düzenledi.
Filistinli gruplardan hiçbiri füze atma eylemini üstlenmedi.
Gerçekte atılan bir füze olup olmadığı da meçhul.
İşgal ordusu daha önce de füze atıldığı iddiasıyla Filistinli gruplara gözdağı vermek veya dikkatleri İsrail’deki iç krizlerden başka yöne çekmek için Gazze Şeridi’ne bu tür saldırılar düzenlemişti.
Pazartesi günü de öğle saatlerinde sınırdaki tanklardan top atışı yapıldı.
Ardından savaş uçakları bazı noktalara hava saldırıları düzenledi.
Aynı gün akşam saatlerinde top atışları ve hava saldırıları yeniden başladı.
Saldırılarda iki kişi yaralandı.
İlerleyen saatlerde bombardıman sesleri yerini yeniden sükûnete bıraktı.
İslami Direniş Hareketi “Hamas”, gerginliği tırmandırmak istemediklerini fakat Gazze halkına yönelik saldırıların devam etmesine de izin vermeyeceklerini, işgal ordusunun saldırılarına verilecek cevabın ise diğer gruplarla birlikte belirleneceğini açıkladı.
İslami Cihad’dan da benzer bir açıklama geldi.
Kısacası, Filistinliler yeni bir savaş istemiyor fakat “Mecbur kalırsak kendimizi savunuruz” diyor.
Bu durumda şu soru gündeme geliyor:
İsrail neden durup dururken Gazze Şeridi’ne saldırdı?
Bu sorunun cevabı Washington’da gizli.
Beyaz Saray’da 20 Ocak’tan bu yana İsrail yanlısı fanatik tavrını her fırsatta dışa vuran bir ABD Başkanı oturuyor.
Netanyahu da bir yandan bu fırsatı değerlendirerek yeni bir denklem kurmaya çalışırken diğer yandan da dostu Trump’ın döneminde neler yapabileceğini test ediyor.
İşgal hükümeti, Trump koltuğa oturduktan sonra iki hafta içinde 6 bine yakın yeni konut inşasına onay verdi.
Ayrıca Batı Yaka’da Filistinlilerin özel mülkleri üzerine inşa edilmiş 4 bin konuttan müteşekkil yerleşkelere meşruiyet kazandıran yasa tasarısı Knesset’te oylanarak kabul edildi.
Yahudi yerleşimciler için yeni konutlar inşa edilmesi ve daha önce inşa edilen gayri meşru yerleşkelere yasal statü kazandırılması iki devletli çözümün tabutuna son çivinin çakılması anlamına geliyor.
Yani bu durumda bağımsız bir Filistin devleti tamamen hayal.
İsrail de zaten iki devletli çözüme hiçbir zaman inanmamış, “Yehuda ve Samira Bölgesi” diye adlandırdığı Batı Yaka’dan çekilmeyi asla düşünmemişti.
İşgal ordusu Gazze Şeridi’ne saldırı düzenlediği saatlerde Londra’da bulunan Netanyahu, önümüzdeki günlerde Washington’da Trump ile bir araya gelecek.
Önceki gün Gazze Şeridi’ne düzenlenen saldırılar, bir yandan ABD Başkanı’nın vereceği tepkiyi ölçmeyi, diğer yandan da Filistinli gruplara Trump’la birlikte yeni bir dönemin başladığını hatırlatmayı hedefliyor…