Cari açık mı, cari fazla mı konusunu geçen hafta irdeledikten sonra ülkemizde cari açığın yükselmesini körükleyen etkenlerden biri olarak futbol olgusunu ayrıntılarıyla inceleyip futbolun cari açığımızdaki yerine bir bakalım istedim.

Öncelikle futbol kulüplerimizin tamamına yakınının finansal fair play kapsamında bilançolarının çok ciddi sıkıntılar arz ettiğini FIFA raporlarında belirtmiş bunun üzerine ciddi tedbirler alınmadığı tespit edildiğinde ise kulüplerimizi çok büyük cezaların beklediği gerçeğini bilerek bu konuya yaklaşmak gerekiyor.

Yabancı oyuncu sayısının karşısında yerli oyuncu sayısının kanımca en üst seviyelere çıkarılması gerekiyor ki yabancıya ödediğimiz paralar azalsın ve dolayısıyla da cari açığımız bu anlamda düşebilsin.

Uygulanan kurala göre ülkemizde Süper Lig statüsüne göre kulüplerin A takım listesinde yer alacak en az 14 futbolcunun Türkiye A Milli Futbol Takımı’nda oynama uygunluğuna sahip futbolcu olması zorunludur.

Bu kural çerçevesinde futbol takımlarımızın en fazla 28 kişiden oluşan A takım kadrolarında 14 yabancı futbolcu bulundurabiliyorlar. Diğer taraftan ise 18 kişilik maç kadrolarında ise en fazla 11 yabancı futbolcu yer alabiliyor.

Öyle ki üzülerek belirtmem gerekiyor ki büyük kulüplerimizden birisinin 11 kişilik kadrosunun tamamının yabancı futbolculardan oluşarak maça çıktığına geçtiğimiz dönemlerde şahit olduk. Bu 80 milyon nüfuslu bir ülke için futbolun büyük kitleler tarafından sevildiği bir ülke için olumsuz bir durumdur.

Yabancı oyuncu sayı sınırının bu kadar yüksek olmasının 2 olumsuz yönü bulunmaktadır.

Olumsuz taraflardan birincisi ödenen ücretler dolayısıyla cari açığın negatif yönde etkilenmesidir. Bununla ilgili olarak ta kulüplerimizin bilançolarının ciddi açıklar vererek transfer politikalarında FIFA’nın koyduğu ceza müeyyideleri çerçevesinde hareket etme zorunluluklarının bulunmasıdır.

Diğer olumsuz taraf ise yerli ve milli futbolcu yetiştirebilmenin yanında yerli futbolcuların A takımlarda oynama şansının azalması durumudur.

Çok büyük ücretler ödenerek alınan yabancı oyuncuların daha sonraları çok daha az paralara satılmasının yanında aynı yıl içerisinde alınan oyuncularla satılan oyuncuların bedeller arasındaki ciddi farklar hem kulüplerimizi hem de cari açığımızı ciddi oranda yıpratmaktadır.

Bahsettiğimiz bu gerçeklerden yola çıkarak karar vericilerin hızlı bir şekilde yabancı oyuncu sayısını çok ama çok daha makul seviyelere indirmesi artık bir zorunluluk halini almıştır.

Kulüplerin buralara harcayacakları paraları altyapılarını daha da güçlendirici yönlerde kullanmaları hem bu ülkenin çocuklarının hem de ülke ekonomisinin önünü açacaktır.

Ülkemiz gençlerine imkân sağlandığı takdirde en iyisini yapacaklarına olan inancım tamdır ki 15 yaşındaki genç sporcumuz Can Öncü hafta sonu İspanya’nın Valencia şehrinde yapılan ve motor sporların en önemlileri arasında yer alan Moto3 ün son etabı olan Valencia Grand Prix’inde birinci olmuştur.

Sadece bir birincilik olmayan bu başarı Can Öncü ye Scott Redding isimli motosikletçinin elinde tuttuğu Moto3 tarihinde yarışan en genç pilot rekorunu da getirmiştir.

Artık Can bu yarışlardaki en genç pilot olmuştur. Bu örnek daha 3 gün öncesinde yaşanmıştır ve buna benzer nice örnekleri sıralamamız mümkündür.

Ülkemizde gerekli düzenlemeler ve imkânlar bizim insanımız lehine sağlanabilirse bu ülkenin gençleri daha iyi noktalarda olacaktır.

Bunu sağlayabilmek adına herkes ama herkes taşın altına elini koyabilmeli ve hızlı bir şekilde bu ortam sağlanabilmelidir.