Aslında herkesi ilgilendiren bir konudur finans. Çünkü yapılacak her işlevin bir maddi boyutu olduğu için.
Sermaye ve emek yan yana iki kavramdır insan hayatında. Yani emeğiniz var fakat sermayeniz yoksa giriştiğiniz işte başarı oranınız sıfıra yakındır.
Sermaye demekte neresinden bakarsanız bakın sonu paraya çıkan bir gerçekliktir.
Bu gerçekliği oluşturabilmek için de bireylerin bildikleri halde çok rahat edecekleri bir konudur finansal okuryazarlık.
Konu aslında elimizde sahip olduğumuz parayı nasıl harcamalıyız, nasıl tasarruf etmeliyiz ve nasıl yatırım veya birikime dönüştürebiliriz sorusunun cevabını aramaktan ibarettir.
Aranılan bu cevap tam olarak yanıtlandığında ve uygulamaya konulduğunda ise hayat kişi için biraz daha rahat olacaktır.
Rahatlamayı elde edebilmek için ise yapılması gerekenleri şöyle sıralamak mümkündür:
Kişi finansal anlamdaki bilgi, tutum ve davranışını finansal çerçeveler içerisinde yapmalıdır. Bir örnek üzerinden gitmek gerekirse son 10 yıl içerisinde hangi yatırım aracı en çok kazandırmış sorusunun cevabını finansal bilgi ile bulup yatırım yapacağı aracı belirleyerek finansal bir tutum almış ve sonunda da bu yatırım aracına yatırım yaparak finansal davranışını ortaya koymuş olur.
Kişi hayatının her safhasında geliri ne kadar ise mutlaka ama mutlaka gelirinin altında kalarak harcama miktarını belirlemelidir.
Geliri ile harcama arasında kalan miktarı ise tasarruf etmelidir. Borçları vesilesiyle istenmeyen davranışlara maruz kalan insanların yaşadıkları bu durumun sebebi tamamıyla budur.
Harcama yapılan kalemler kontrol altında bulundurulmalıdır. İsrafa ve lükse dayalı harcamalardan her zaman kaçınılmalıdır.
Bütçeleme yapılırken mümkün olduğunca kısa süreler dikkate alınarak bütçe oluşturulmalıdır. Buradaki en ideal süre aileler için 6 ay işletmeler için ise 12 aydır.
Özellikle aile bütçeleri hazırlanırken ailenin tüm bireyleri bütçe oluşumuna alınmalıdır. Her birey kendi sorumluluk alanında tasarrufu ilk ve olmaz şart olarak kabul ederek hareket etmelidir.
Uzun süreçte tasarruflu hareket etmenin ülke ekonomisine ciddi katkılar sunduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Özellikle gençler arasındaki lüks düşkünlüğü vesilesiyle ithal ürünlere olan talebin hızla düşmesi ekonomimizin ciddi anlamda güçlenmesine sebep olacaktır.
İhtiyaç dışı harcama yapılırken elinde hiçbir şeyi olmayan insanların varlığı da unutulmamalıdır.
Bireylerin finansta kullanılan kavramları iyi kavraması ve bu kavramlar arasındaki ilişkilerin neler olduğunun farkında olarak hayatlarını devam ettirmeleri finansal okuryazarlıkta gelecekleri seviyeyi gösteren en önemli göstergedir. Dolayısıyla birey ne kadar üst seviyede ise o kadar iyi bir finansal okuryazar olmuştur anlamına gelmektedir.
İyi bir finansal okuryazar ise öncelikle ailesine sonrasında ise gerek şirketine gerekse de ülke ekonomisine katkı sunan bireydir.
Ayrıca ağaç yaş iken eğilir atasözünden hareketle çocuklarımıza harcama alışkanlıklarını ilk yaşlarından itibaren uygulamalı bir şekilde öğretmeliyiz ki o çocuklardan sonraki yaşlarında sen ne kadar da müsrif bir insansın şeklinde şikâyet eden olmayalım.
Genç sayısının fazla olduğu güzel ülkemizin buna ihtiyacı var.