Yapay zekânın son dönemlerde birçok alanda insanlarla daha yakından bir ilişki kurduğunu hatta onlarla yüz yüze geldiğini görmekteyiz.
İnsanın olduğu her yerde bir yapay zekâ uygulamasına rastlamak aslında sıradan bir durum gibi görünmeye başladı.
Vaziyetin bu noktaya gelmesinin, yapay zekânın başarısı mı yoksa diğer alanlardaki başarısızlığın sonucu mu olduğunu anlamak için; başarının mimarına da hakkını verebilmek açısından, tüm bu gelişmelerin son derece önemli olduğunun artık farkına varmak gerekir.
Diğer taraftan genel anlamda bakıldığında ve enflasyonun dünya genelinde yükselmesi baz alındığında, yapay zekâların maliyet düşürücü etkileri ekonomik anlamda dikkatleri çekmiştir. Bunun en açık örneğini finans alanında, finansal kuruluşlardaki maliyetleri dibe doğru çekmesinden anlamaktayız.
Öncelikle maliyet düşüşünün ana sebebini, birçok finansal sistemin otomatik hâle getirilmesi sonucunda iş gücü maliyetlerinin ciddi oranda azalması olarak değerlendirebiliriz.
Ayrıca iş akışını hızlandıran yönünün yanında, verimliliği artıran birçok etmene sahip olması da yapay zekânın finans alanına yaptığı olumlu katkılar arasında sayılmalıdır.
Verimlilik ve sürdürülebilir verimlilik başlıkları; içinde bulunduğumuz zaman periyodunda üzerinde durulması gereken en mühim kavramlardır ve bu mefhumların işletmelerin finansal anlamda verimliliklerinin artmasına ciddi katkı sunması da ayrıca öneme haiz bir konu olarak karşımızda durmaktadır.
Kullanım alanlarına bakıldığında yapay zekâ finans alanında birçok konuda ön plana çıkmaktadır.
Bu alanları sıralamak gerekirse; portföylerin yönetiminde hızlı karar verebilmek ve yatırım yapacak kişi, kurum veya kuruluşlara yatırım alanında ciddi düzeyde yatırım danışmanlığı yapmak.
Danışmanlık yaparken binlerce değişkeni aynı anda ve bir arada analiz ederek yaptığı analizin sonucunu hızlıca yatırımcıya sunabilme yeteneğine sahip olması da yapay zekânın finans alanındaki etkinliğine verilebilecek en bariz örnekler arasındadır.
Dolayısıyla yatırımcı da sahip olduğu veri ve bilgilerle yatırımının düzeyini ve yönünü çok hızlı bir şekilde belirleyebilmekte; kararını da ona göre verebilmektedir.
Sadece finansal alanda değil, işletmelerin departmanlarının birçoğunda yapay zekâ sayesinde ciddi maliyet düşüşleri yaşanabilmektedir.
Bankalar çağrı merkezlerinden kredi alacak kişilere veya şirketlere yönelik çalışmalarına kadar birçok konuda yapay zekâdan en üst düzeyde faydalanmaktadırlar.
Tüm bunların yanında finans alanında yapılan dolandırıcılık faaliyetlerinin tespitinde de yapay zekâdan yararlanılmaktadır.
Önümüzdeki süreçte büyük bir ihtimalle finansal varlıkların yönetimi konusunda robo danışmanlar ile yapay zekâ çalışmaları daha fazla göz önünde olacaktır.
Tüm bunların birkaç yıl sonra hayatımızın sıradan parçaları hâline gelmiş rutinler olacağını bugünden söylemek son derece mümkündür. Fazla değil üç, bilemediniz beş yıl içerisinde bunlara şahit olmaya başlayacağız.
Yapay zekâ ile ilgili güvenlik alanında çok ciddi soru işaretleri bulunmakta fakat yapılan çalışmalarla söz konusu kaygıların azaltılması yönünde de kayda değer yol alınmaktadır. Bu anlamda veri güvenliği ve güvenlik eğitimi konularıyla alakalı çalışmaların hacminin yanında etkinliği de artırılmaktadır.
Kullanılacak modellerin neler olduğunun yanında erişimle ilgili kontroller ve izlemelerin de nasıl olacağının kararları en makul ve faydalı şekilde verilmeye çalışılmaktadır.
Siber saldırıların tespit edilmesine ve bu saldırıların önlenmesine karşı her türlü yaklaşım tam anlamıyla ortaya koyulmakta; güvenlik incelemelerinden verilerin yedeklenmesine ve kurtarılmasına kadar birçok alanda çalışmaların hızla yapıldığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Hâl böyleyken finans konusu ve yapay zekânın beraberce ciddi bir yol aldığını ve gelecekte de önünün açık olacağını söylemek yerinde bir tespit olacaktır.
Bakalım gelecek bu anlamda bizlere ve finans sektörüne başka neler sunacak?