ADD diye STK var. Dün 27 Mayıs tarihinde 27 Mayıs 1960’da yaşanan karanlık katliamı kendi tuhaf jargonlarıyla kutsayan mesajlar yayınladılar. Askeri darbe için “demokratik” diyerek bitirdikleri bu bir dizi korkunç mesaj, aslında Türkiye’de hala karanlık çatlaklarda canlı kalmış postal aşığı ilkel cuntacıların ortak sesiydi bana göre.

Kendilerini devletin kurucusu ve doğal olarak sahibi zanneden akıl hastası bir kesim var. Giderek yaşlanıyorlar ve tapındıkları batılılara benzeyen bencil halleri yüzünden çocukları da yok. Ama hala varlar ve buldukları her fırsatta kadim tapınakları NATO’dan askeri darbe dileniyorlar.

Darbe dinlendikleriyle kalmayıp muhtemel darbeyi olgunlaştırmak için her türlü fitnenin ateşini körüklemeye de çalışıyorlar. 15 Temmuz’dan sonraki Türkiye’de artık yapabilir mi yapamazlar mı başka bir tartışma konusu ama kendilerini güncelleyeceklerinden eminim.

Artık Kemal Pilavoğlu’na Mustafa Kemal büstlerini kırdırma numarasını yutmaz kimse. O yüzden yeni numaralar bulacaklar. Bu cuntacı akıl hastalarının tehlikeli tarafı darbe yapacak olmaları değil. 15 Temmuz’dan sonra ki Türk milletine darbe yapamaz hiç kimse. Bunları tehlikeli yapan şey; sürekli deneyecek olmaları. Çok acımasız olabilirler. FETÖ, PKK, DAEŞ ya da NATO’nun işaret ettiği başka bir terör örgütüyle maksatta ittifak edebilirler. Hayat daha kötüye gitsin diye her türlü merhametsizliği yapabilirler. “Tanrı’yı kıyamete zorluyoruz” diye katliam yapan evanjelistler gibi kendi tanrıları NATO’yu darbeye zorlamak için kanlı katliamlar yapabilirler.