AK Parti milletvekili aday listeleri açıklandı ve hemen akabinde hem görsel medya da hem de sosyal medya da birbirini izleyen yorumlar yapılmaya başlandı. Listeler bazıları için olumlu olarak yorumlanırken bazıları içinse tam bir hayal kırıklığı şeklinde yorumlandı. Elbette bu iki düşüncenin de hâlihazırda hiçbir önemi yok.

Evet; aday listeleri geleneksellikle yeniliğin karışımı şeklinde hazırlandı. Sayın Erdoğan 7 Haziran’da düşülen yanlışa düşmeyip listelerin kodlarıyla çok oynamadı. Oynayamazdı da zaten. Belki birçoğumuzun eleştirisidir; artık yeni yüzler görelim, söylemi. Lakin idrak noktasında bu düşünce ve söylemin hatalı olduğunu belirtmeliyim. Netice de seçime hazırlanma süresi bir ya da iki sene gibi bir zaman dilimi içerisinde yapılmamaktadır. İsmiyle müsemma “erken seçim”. Sıfır model adaylarla yola çıkmak demek 7 Haziran’ı tekrardan yaşamak demektir.

Somut-kısmi eylemlerle birlikte küsen, darılan AK Parti tabanını etkilemeye, parti içerisine çekmeye çalışmak elbet mümkündür. Ancak bundan öteye AK Parti’nin düzen içi sınırlarını aşmasını beklemek hayaldir. Kendi misyonunu AK Partiye ve Sayın Erdoğan’a akıl verip onu tamamen yenilikçi bir hareketin içine çekmek demek sonu hüsran ile biten bir durum oluşturmak demektir. Sayın Erdoğan AK Parti milletvekili aday listeleriyle mesajını gayet net verdi. Listelere bu zamana kadar görülmemiş bir oranda genç adayları koyarak değişim ve yenilenmenin mesajını verirken; tabiri caizse partinin ağır toplarından vazgeçmeyerek de mahallenin dışına çıkmadı ve riske girmedi. Zaten 24 Haziran seçimleri riske girilecek bir seçim değildir. Ya tamam ya devam seçimidir.

Geçen yazılarımda söylediğim gibi bu sistem ile birlikte Türkiye bir adım daha ileri gidemez. Oligarşik bürokrasinin hakim olduğu bu sistem de başarı elde etmek hayalcilikten ileri gidemez. Oligarşik bürokrasi Türkiye’nin boynuna tasmadır. Ve bu tasmanın ipi hiçbir zaman bizim liderlerimizin elinde olmadı. Truman doktrini ve Marshall planı yardım adı altında kıskaca giden bir yoldu ve bu yolda tasma boğazımıza geçirildi. O gün bu gün kurtulamadık.

Türkiye’de devlet/sistem sorunu var. Bu sorunu şimdiki sistemle çözmek imkânsız. Milletvekilleri yeni sistemde sorun çözmek için olmayacaklar. Sorunu Cumhurbaşkanlığının kuracağı ekip yani külliye çözecek. Bunun için ihtiyacımız olan şey; Kolektif akıl, liyakat sahibi kadrolar ve dönen tüm oyunları okuyacak ve daha büyük oyunlar kuracak keskin zekâlar. Bunların oluşturulmasıyla birlikte yeni kurulacak sistem başarıyı elde etmede daha muktedir olacaktır. Aksi takdir de görevlendirmeler ahbap-çavuş ikilemi içerisinde ilerlerse başarıyı beklemek hayalcilikten öteye geçmeyecektir.