Evlilik; helâl dairesinde eşlerin ihtiyaçlarının giderilmesi, yarıda kalmış gelişmelerinin tamamlanması, potansiyel olarak bulunan ve bir kısmı bekârlığında ortaya çıkmış ya da çıkamamış olan değer, ilgi ve yeteneklerini açığa çıkararak kişiyi ve toplumu güzelleştirmesi için sorumlu kıldığı kurumdur. Bütün toplumlarda en üst değerdedir. Bireysel ve sosyal bütün işleyişler, ailede yetişenlerin elinden geçer. Sonra ise, cami ve okul gelir. Her yaş ve seviyedeki bireyin ihtiyaçlarının giderilmesi içindir bu kurumlar.
Ailede nikâh akdiyle biri birlerini helâl edinen eşlerin, artık biri birlerinin canı olmuş, yekvücut halinde Allah’a (cc) kul olma derdiyle donanmış olmaları gerekir. Mahrem alan içindeki bireyler, biri birlerini en fazla etkisi altına alan bir yakınlıktadırlar. Her eş, tabiri caizse diğer yarısının iyiliği, gelişimi, değer görmesi ve hayata değer katması adına, iyi niyet ve içtenlikle ne yaparsa, önce kendisini donatmış ve faziletli bir pozisyonu seçmiş olur.
Evliliğin iki ayağı vardır, 1. Seçim, 2. Geçim. Seçim ne kadar doğru yapılırsa yapılsın, geçinmeyi bilmeyince duygular karışır, aradaki hassas bağ zedelenir ve sanki yanlış bir seçim yapmış gibi hissettirir. Oysa kadın ve erkek fıtratını öğrenerek, her yaşanan sıkıntının aslında, bizdeki bir eksiği ya da bir yanlışı fark etme şansı olduğunu ve insan kendisini düzeltirse, karşısındakinin de bundan olumlu olarak etkileneceğinin bilincinde olmalıyız.
Bu cümleden olmak üzere, eşler arasındaki güzel geçim için, kabaca sekizli bir sistematik tavsiye edilebilir.
Eleştiri, şikâyet, emir cümlesi ve kıyaslama yok.Darılma ve küsme yok.Bol takdir. (Var olan beceri, davranış ve iyi yönlere dair.)Bol dua. (Yüzüne karşı, kimlik ve kişilik inşasına destek olacak stratejik dualar.)Güler yüz, tatlı dil.Cinsel hayatı yolunda ve aktif tutmak.Niyet tutarak sadaka. (Ya Rabbim, eşimle aramızın daha iyi olabilmesi için sözlerimi ve davranışlarımı düzeltebilmem niyetine) gibi.Sıfır beklenti.
Hesap verecek, kendimizi beğendirecek ve razı olması için her zaman aktif bir çaba içinde olacağımız tek makam Hz. Allah (cc). Allah (cc) ile arasını düzeltmek için kendisine odaklanan ve iyi geçinmenin kendisine lâzım olduğunu bilen birisi, zannediyorum karşısındakinin kusurları ile uğraşacak zaman bulamayacaktır. Sürekli karşısındakine bakan onu görecektir. Bu bir marifet değildir, bunu çocuklar da yapar. Asıl marifet, önce kendisine bakıp görerek, kendi kusurlarını düzeltme derdine düşmektir. Hatta karşısındakinin kusurlarını görmezden gelmektir. Eğer mutlaka söylememiz gereken bir durum varsa, incitmeden, itham edip suçlamadan, sadece bilgi verip, kendisi için yapabileceğimiz bir şey var mı diye sormaktır.
Biz, “Çocuklarınıza asil insan muamelesi yapın.” H. Şerif diyen bir Peygamberin ümmetiyiz ve O, eşlerine iltifatlar ediyor, sevgisini alenen gösteriyor ve gönüllerini hoş ediyordu. Biz ise, onu örnek almakla mükellefiz. Rabbim zihnimize Rasulullah’tan (sav) fotoğraflar düşürsün ve hayatımız onun yaptıklarıyla anlam kazansın inşallah.