Esed kimdir? Esed ile diplomasi mümkün müdür? Diyalog zemini, terör devletinin kurulmasını engeller mi? Sığınmacılar Suriye’yi ne kadar güvenilir buluyor?

Suriye söz konusu olduğunda soracak o kadar çok soru var ki kaleme aldıklarım sadece birkaçı.

Esed hiç şüphesiz cani bir katil. Gaddarlıkta babasını geçti.

On yıllarca zulüm altında inim inim inleyen Sünni kesim, 2011 itibarıyla sokağa döküldü ve olan oldu. O günden bugüne toplu katliamlar, göç, işgal ve kaostan başka bir gündem yok Suriye için. Tabii Şam ve Lazkiye bu tablonun dışında. Buna, Nusayri Suriyeli olmanın getirdiği zulümden münezzeh olmanın eşsiz konforu diyelim.

Seçkinci bir yüzde 14 var Suriye’de. Bu tablo bize de yabancı değil. Seçilmiş elitlerin hükümranlığı… Çok şükür, bizde dengeler değişmekte ama Suriye için tablo ortada. Çoğunluk olan Sünni Arap kesime katliam, göç ve işkence; Nusayri seçkinlere ise plajlarda güneşlenmek düştü.

Ülkenin genel tablosunda birlik dağılınca bölgeye üşüşen güçler olarak ABD, Rusya ve İran’a dikkat etmek lazım.

Gerek yabancı güçler gerekse aparat terör örgütleri; hepsi oyunun bir parçası.

Gelinen aşamada Esed, Şam ve etrafını kontrol edebilen, hırsları nedeniyle ülkesini satmış, halkını ise perişan etmiş bir ‘kaybeden’den ibarettir.

SURİYE’DE ÇÖZÜM MÜMKÜN MÜ?

Peki, böyle bir profil ile neden diyalog zemini aranıyor?

Suriye’de çözüm zor bir konu.

Türkiye Suriye’nin sınır bütünlüğünü savunuyor.

Türkiye Suriye’de İsrail’e alan açacak PKK terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyor.

Diğer tarafta, arka planda ABD ve Rusya arasında paylaşılmış alanlar mevcut.

Esed’in göbekten bağlı olduğu Rusya ve ses etmediği PKK herkesin malumu.

Tüm bu realiteler arasında Türkiye hem terörün bitirilmesi hem de sığınmacıların onurlu ve güvenli geri dönüşü için bir çıkış yolu için emek sarf ediyor. Bu açıdan bakıldığında Esed ile diyalog gerekli. Gerekli ama bu, ümitvar bir gündem mi? Umarım sürprizler olur.

Şurası net! Güneyimizdeki gelişmeler büyük güçlerin emelleri için kurgulanmış büyük planlardan ibaret!

Bu planların nihai hedeflerine ulaşmasını geciktiren ise Türkiye’den başka bir güç değil.

Bu minvalde gerek orduyu devreye sokarak gerekse kapıları açarak pek çok bedel ödedik.

Türkiye inisiyatif almasaydı, CHP anlayışı kapsamında pasif kalıp sınırının ötesine ilgisiz bir tutumu tercih etseydi; bugün çoktan PKK devleti kurulmuş, bağımsızlığını ilan etmiş ve büyük İsrail konuşuluyor olurdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok kararlı bir söylemle buna izin vermeyeceğimizi ilan etti.

Türkiye çokça bedel ödedi ve fakat gerekirse yine öder ve bu planları çöpe atar.

Tüm oyunların farkındayız.

Kayseri’de Suriyelileri hedef alan da Suriye’de kontrolümüz altındaki bölgelerde operasyon ve algı peşinde olan da aynı fitne odaklarıdır.

Farkındayız!

Tüm fitneciler bedel ödüyor ve ödeyecek.

Türk diplomasisine güveniyorum. Umarım olumlu gelişmeler olur.

Her şey bayrağımız için.