Ümmetin, izzetini müdafaa etmesi lazım. Afrika’dan Asya’ya akıllara umut, kalplere sürur, sömürüye başkaldırı için cesaret veren pozisyonunu koruması lazım. Buradan farkında değiliz belki ama gâvurun (emperyalizmin), Erdoğan’dan en çok nefret ettiği şey, yerleşik düzende kabul edilmiş sömürüye karşı başkaldırı cesareti vermesi. Sadece Erdoğan’ın varlığı bile “Yapabilirsiniz, yerli bir iktidar kurabilir ve hür olabilirsiniz, IMF’ye borcunuzu kapatıp kendi ekonominizi kurabilirsiniz” mesajı veriyor. Erdoğan’ı sevmeyen adam bile bu mesajı alıyor. Öte yandan, şunu da anlatıyor Erdoğan: “Hürriyetin ve onurlu yaşamanın bedeli olacaktır. Hürriyet dünyanın en değerli mücevherlerinden bile pahalıdır. Onurlu olmak bedava değildir.” İşte bu mesajın, küresel boyutta taşıyıcısı olan Erdoğan’ın, Filistin için kalıcı çözümler başlatması lazım. Suriye’de çözüme yönelik adımlar atması lazım. Türkiye’nin de çıkarlarını gözetmesi lazım. PKK ile mücadelede ABD ile bilek güreşi yaparken, Rusya ile başka bir masada oynanan satranç için hamleye karar vermesi lazım. Tam bu sırada kulağına bir şeyler fısıldayan İran’ı idare ederken kapıda bekleyen İngiltere Başbakanı için de hazırlanması lazım. Almanya’dan çektiği ipe yüklenmesi lazım; ama Avrupa’yı altından dolaşarak Balkanlar’da gelecek planı yapması lazım. Bütün bunları yaparken önceki gün İİT’de, Kudüs hakkında konuştuktan hemen sonra ertesi gün istihdamla ilgili de hamle yapması lazım. İşadamlarını toplayıp birer kişiyi işe almanın önemini anlatıp ikna etmesi lazım. Taşıyıcı ekonomi hamleleri planlaması lazım. Katma değeri yüksek markalaşmanın inşasına bir çözüm ararken Gaziantep’te denenmeye başlanacak Radar gibi, yerli savunma sanayii planlaması yapması lazım. Bunların hepsini yaparken FETÖ’cülerin iftiralarına cevap vermesi lazım. Ondan görünüp ondan olmayanların kurduğu tuzakları da sezmesi lazım. Üstelik hepsini yaparken benim gibi sataşmaya yer arayan tuzu kuru İslamcıyı da mutlu etmesi lazım; fakat beni mutlu ederken Kemalistler’i de rahatsız etmemesi lazım…
Bir paragraf boyunca sayılan bu elzemlerin hepsi, o dev çarkın sadece birkaç dişlisi. İşte o dev çarkı çeviren Erdoğan önceki gün, bazıları dünyanın en güvenilmezi olan adamlarla girdiği toplantıdan çıkardığı o tarihi sonuca burun kıvırmışlardı. Sonra Netanyahu da “Ben etkilenmedim” demişti. İşte o, “Ben etkilenmedim” diyen Netanyahu, “Türkiye’yle ilişkiler kesilsin” diye açıklama yaptı. Bari bu sefer sırf şu emperyalizme başkaldırının hatırına, dünyanın gidişatını değiştirme ihtimalinin yüzü hürmetine, “Biz bu adamı severiz ya da sevmeyiz, o bizim işimiz; ama bu söylediği fikrin arkasındayız” diye haykırabilsek. Sadece bir kere… Keşke şımarıklık da bedava olmasaydı…