Burası İsrail.

Bir ilkokulda öğretmen ile öğrencilerin arasındaki konuşmalara bakın.

Öğretmen soruyor, çocuklar cevap veriyor;

Jarusalem ismini söylediğim zaman aklınıza ne canlanıyor?

Kutsal Şehir, tapınak!

Kim Süleyman Tapınağının yakın bir zamanda inşa edileceğine inanıyor?

Bütün sınıf el kaldırıyor.

Süleyman Tapınağı’nın inşa edileceği bölgede ne var?

Mescit, Mescid-i Aksa.

O halde bu Mescid ne olacak?

Yıkılacak… Çökecek… Kaybolacak!

Hanginiz son zamanlarda bir Arap çocukla karşılaştı?

Bütün sınıf el kaldırıyor.

Onlarla nerede karşılaştınız?

Tapınağın yanında.

Onunla konuştun mu?

Hayır, o beni itti ve gitti…

Arap bir çocukla karşılaştığınız zaman ne oluyor, ne hissediyorsunuz?

Kızgınlık, onu öldürmek istediğimi hissediyorum.

Dindar olmayan bir Yahudi ile karşılaştığınız zaman ne hissediyorsunuz?

Ona laik olduğu için acıyorum.

Niçin acıyorsun ona, dindar doğmadığı için mi, bunda problem ne?

Çünkü doğru yolda değil.

10 yıl sonra Kudüs nasıl olacak?

Tamamı dindar Yahudi. Araplar da yaşayacak ama onlar köle olarak. Çünkü Mesih gelecek. Büyük bir savaş çıkacak ve bütün Araplar ölecek. Bir kısmı da köle olacak.

Ve müfettişin kanaati;

Çok güzel bütün bilgileri öğrenmişsiniz. Bu okuldaki başarınızı ve eğitim anlayışınızı kutluyorum.”

Bizim Maarif Vekâleti yani Milli Eğitim Bakanlığımız, eğitim sisteminde laiklik konularının daraltılmasının söz konusu olmadığını ve öğrenci seviyesi göz önüne alınarak yeniden düzenlendiğini söyleyedursun, İsrail’de ilkokul öğrencileri ‘Dindar olmayan bir Yahudi’ye laik olduğu için acıdığını söyleyecek derecede kindar yetiştiriliyor.

Biz ise kuru, kup kuru bir nesil yetiştirme hususunda dünya ülkeleri arasındaki birinciliğimizi muhafaza ediyoruz.

Mutluyuz, gururluyuz!

Ama artık düşünelim; Nerede hata yapıyoruz.

Sadece eğitimde mi, Hayır!

Topyekûn dinden diyanetten, kültürden ve gençlikten mesul kimler varsa, kimler gelmiş ve geçmişse hepsi bir yanlışın takipçisi olmuşlar.

Hiç olmazsa AK Parti iktidarının Milli Eğitim’i, Gençlik Spor’u, Kültür ve Turizm’i sevk ve idareden sorumlu bakanlarımız bu yanlışlara bir dur deyiverseydi değil mi?

Ama heyhat…

Onlar da ‘Laikliği ne kadar daraltalım, ne kadar genişletelim’ derdindeler…

Bugün bile, tarih kitaplarında, ilkokulda, ortaokulda ya da lisede Filistin, Kudüs, Gazze isimlerinin geçtiğini görebiliyor musunuz?

Cevap: HAYIR!

Yüz yıl var ki bu toprakları unutmuşuz!

Unutturulmuşuz!

Bu HAYIR(!) cevabı aynı zamanda bugün bu olup bitenlerin, bu yaşananların, bu acıların, bu işgallerin, ölümlerin ve bu sürgünlerin habercisi ve müsebbibi değil de nedir?

Bir misal:

Burada yani Samsun’da Maarif Vekâleti, merkezde bir okulu, imam hatip ortaokulu yapmak için kolları sıvadı.

Sol sendika geldi, okulun önünde yarım saati geçmeyecek miktarda bir eylem yaptı.

Hooppp!, İmam hatip projesi çöpe…

Demek ki kollar vazgeçmeye dünden hazır bir şekilde göstermelik sıvanmış.

‘Niye bu iş olmadı’ diye soracak olanlara cevap hazır; “Efendim, çok tepki aldık”

AK Parti’nin Samsun’daki oyu yüzde 65, Ne kadar tepki almış olabilirsiniz ki?