Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 23 Ekim AK Parti TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşması tarihi bir konuşmaydı. Sadece Türkiye değil tüm dünyanın kilitlendiği bir konuşmaydı.

Önce iç siyaset ile başlayalım. Erdoğan bu konuşmasında ilkesel bir duruş sergiledi, yine ve yeniden… Gençlik kollarında başladığı siyasi mücadelesini, siyasi ideal ve hayallerini üç-beş oy hesabına kurban vermedi. Konjonktürel ve pragmatist davranmak yerine ilkelerini ve prensiplerini söylemlerinin merkezine koydu.

Peki, ne dedi? “Türküm, Türkçü değilim!” İşte milyonların hep bir ağızdan haykırdığı cümle…

Türk, bu topraklarda; İslam kardeşliğini merkeze alarak yüzyıllarca yetmiş küsür milleti kucaklamış, bir ve beraber olarak yürüyüşünü gerçekleştirmiş, hikayesini yazmıştır.

Erdoğan, İstiklal Marşı’nı merkeze koyan bir anlayışla Cumhuriyet’in gördüğü ‘en kuşatıcı lider’ olma vasfını bir kere daha göstermiştir.

Erdoğan ‘Öğrenci Andı’ meselesini geçmişte kalan bir konu olarak değerlendirdiğini söyleyerek, Türkiye’nin geleceğine damga vuran anlayışın ‘RABİA’ olduğunu açıklamıştır. RABİA ki; millet, bayrak, vatan, devlet ögelerini bir ve bütün biçimde kuşatan bir perspektifle vatandaşı kucaklamaktadır. Erdoğan’ın söyleminde, AK Parti’nin kuruluş hikâyesinin zemininde bu kuşatıcılık vardır. Dolayısıyla ötekileştirici, elit-jakoben söylemler reddedilmiştir. Erdoğan bu ‘tarzı’ dün de reddediyordu, bugün de reddetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ant meselesinin yanı sıra af konusunda da net konuştu. Erdoğan bu konuda da insani, vicdani ve adaleti merkeze koyan bir anlayışı dillendirdi. Prensip; devlete karşı işlenen suçları devlet affedebilir fakat vatandaşa karşı işlenen suçları devlet affedemez.

Ak Parti af konusunda MHP’den gelen teklifi olduğu gibi onaylasa ve Meclis’ten geçirseydi bunun siyasi faturasını çok ağır öderdi. Erdoğan, uyuşturucu ticareti yapan, cinayet işleyen vs. kriminal tipleri sokağa salan lider olmayı ‘onaylamadı’. Kısa vadede ‘ittifak’ı zora sokan bir gelişme gibi görünse de iddia ediyorum; af ve ant konusundaki ilkesel duruş hem lider Erdoğan’a hem de AK Parti’ye prestij, tutarlılık ve davaya hizmet bakımından büyük bir artı katmıştır. Erdoğan Millet’inin yanında vesayet odaklarına karşı bir kere daha dik durmuştur.

CUMHUR İTTİFAKI DEVAM!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin açıklamaları yerel seçim ittifakına dair nokta koyulduğunu gösteriyor.

AMA,

Erdoğan: “Cumhur İttifakı noktasında bizim bir sıkıntımız yok” dedi ki, Sayın Bahçeli de aynı görüşte olduğunu ifade etti. Yani Meclis’te ittifak devam edecek gibi görünüyor.

ERDOĞAN 14 ULUSLARARASI KANAL ÜZERİNDEN DÜNYAYA SESLENDİ

Türkiye’de iç siyasi gündem her zaman daha ağır basıyor. Oysa kaçırmamamız gereken ve çok önemli bir hususun da altını çizelim.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın 23 Ekim konuşmalarına dünya dikkat kesilmişti. On dört uluslararası kanal konuşmayı canlı verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kaşıkçı Davasına dair hukuk devletinin sesi olarak dünyaya seslendi.

Türkiye siyaset kurumu, yargı ve medyasıyla Kaşıkçı Davası’na dair gelişmeleri dünyaya güvenilir bir kaynak olarak aktararak bu süreçte iyi bir sınav vermekte, imaj ve prestij açısından önemli bir hamle yapmaktadır.