Allah’ım nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz? Nasıl insanlar olduk ve nasıl oluyor da halen dahi gülebiliyoruz mesela? Ve nasıl oluyor da bunca rezilliğe bunca pisliğe ve bunca sessizliğe rağmen halen dahi kopmuyor kıyamet? Ve neden içimizdeki aşağılık insanlara cezalarını veremiyoruz da soğumuyor içimizdeki ateş?
Günlerdir uykularım kaçıyor, vallahi içim daralıyor, kendime bile söylemekten acı duyuyorum, vicdanım sızlıyor ve uyuyamıyorum. Utanıyorum, hem de çok fazla utanıyorum. Uykularım kaçıyor geceleri ve gözlerimin önünde insan kılığına bürünmüş o iblisin yüzüyle uyanıyorum. Kimden mi bahsediyorum? Birkaç gündür her bir yanda haberleri dönen şu mahlûktan bahsediyorum. Ve gözlerimi kapandıkça gözlerimin önünde o lanet herifin yüzünü görüyorum. Ben bu adamlarla aynı dünyada yaşıyor olmaktan, aynı havayı soluyor olmaktan iğreniyorum.
Şimdi yani yeniden hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam mı edeceğiz? Yeniden gülecek yeniden çocuklarımızın başlarını okşayacak, salıncakta sallayacak, ellerinden tutacak ve hiçbir şey olmamış gibi yapacağız öyle mi? Öyleyse şayet Allah kahretsin bizi. Öyleyse şayet hesabını bizden de sorsun bu olanların. Beddua etmeyeyim mi? Daha mı kötüsü olacak Allah aşkına? Ölümden ötesi var mı ki bu dünya için? Sessiz bir ölüm daha mı kötüydü Irmak’ın başına gelenlerden? Asla değil, asla değil. Ve böyle bir dünyada yaşamaktansa yaşamıyor olmak daha onurlu bir hal bence.
Hani nerede adalet, adalet diye bağıranlar, köpeklerinin kuyruklarına basıldı diye kıyamet koparanlar, tırnakları kırıldı diye dünyayı yıkanlar. Neredesiniz? Her halt için sokaklara dökülmüyor muydunuz? Peki bizim mahallenin çocukları, sizler neredesiniz? Sizin neden sesiniz çıkmıyor? Mesele meydanlarda el sallamak, bağırıp çağırmak olduğunda en önde saf tutan bilmem nerenin müteahhitleri nerede sizin samimiyetiniz? Her cümlenin sonunda Estağfirullah çeken rantçılar neden bu kez yoksunuz hiç bir yerde? Yoksa vicdanımızı gerçekten kayıp mı ettik biz? İçiniz yanmıyor mu sizin de? Söyleyecek bir sözünüz yok mu yani?
Ve ben tam da bunun için, bu insan görünümlü iblislere, bu şerefsiz, haysiyetsiz köpeklere cezaları verilsin diye Allah’ın hukukunu istiyorum kardeşim. Adalet için istiyorum bunu. Sizin hukuk dediğiniz şey işe yaramadı, yaramıyor. İşte bakın sokaklarda geziyor katiller, bu adam gibiler halen dahi devam edecekler nefes almaya. Ve biz buna hukuk, adalet falan diyeceğiz öyle mi? Şimdi şöyle söylüyorsunuz biliyorum; “Asın bu adamı!” doğru, ben de tam öyle hissediyorum. Ama şu da var, televizyon kanallarında günün her vaktinde ahlaksızlığı, edepsizliği, hayâsızlığı bir şekilde insanların zihnine enjekte edenlerin hiç mi suçu yok? Çok normal, çok doğal ve çok sıradanmış gibi göstererek mümkün olan her yerde insanların nefislerini günaha davet edenlerin hiç mi suçu yok? Ve sokaklarda çıkıp da bas bas bağıran, yürüyüşler yapan mahremiyeti adiyattan gibi gösterip meydanlarda anadan üryan soyunup o çok renkli bezleriyle her türlü melaneti ve rezaleti yapıp sonra insana saygı, çocuğa sevgi, adalet ve bilmem nelerden bahsedenlerin hiç mi suçu yok? Ve tabii bütün bunlar olurken ses çıkarmayan, engel olmayan, müsaade edenlerin de mi hiç mi suçu yok?
Yeter be kardeşim, yeter! Hayâsızlık, edepsizlik, rezillik moda falan değildir. Senelerdir aileye, ahlaka, edebe saldırdınız. Alın işte sonucu bu. Siz de suçlusunuz. Ne ediyorsanız kendi çukurunuzda edin ama bu cinsellik denen mahrem hali bu kadar sıradanlaştırmayın, bu kadar insanların gözüne sokmayın. Sonu bu oluyor, böyle oluyor işte.
…
Ve halen dahi adaletten mi bahsedeceksiniz? Sizin adaletiniz ahlaksızlığı sıradanlaştırmak, küçücük, daha iki buçuk yaşında bir çocuğu pis şehvetine alet edip sonra boğarak öldüren ve bilmem nereye gömen bir adamı hapishanede yatırmak. Bu mu adalet? Öyleyse şayet ben iğreniyorum bu kadar adil(!) bir dünyada yaşamaktan…
…
Bu dünyada meleklere yer yok çocuğum. İblis, şeytan, pislik dolu her yer ve onların yaşadığı ve yaşatıldığı bir dünyada meleklere yer yok…