Önemli olan yolda olmak değil mîrim yolunda olmak

Yolculuğumuzun bir durağında Yaratıcımız topladı hepimizi “Ben sizin Rabb’iniz değil miyim?” diye sordu. “Evet… Şahit olduk ki Rabb’imizsin” dedik… Hatırlamıyoruz, unutkanız zira eksiğiz. Böyle bir mutlak teslimiyet ve şehadetle devam ettik yolumuza. Yol tekti, emniyetliydi. Bir pusulaya gerek yoktu. Birlikte yürüyorduk. Hüzünlü müydük, neşeli mi, onu da hatırlamıyoruz…

Öldük kısa bir süreliğine, yeniden doğmak üzere… Evladımız dünyaya geldi dedi ebeveynimiz, sevindi… Bir beden cenderesine hapsolunmuştuk oysa. Ağladık…

Büyüdük ve başladı yolla imtihan… Yol göstericiler çıktı önümüze. “ Bu yol tez ulaştırır “ dedi bazıları, nereye ulaştıracağını söylemedi, biz de sormadık. Önemli olan hızlı gitmekti. Öyle ya hız çağındaydık. Ulaşacağımız yerin ulaşmamız gereken yer olup olmadığını da sorgulamadık. Yürüdük sadece ve hayal kırıklığımızla kaldık.

Bakın mîrim, yol bizi, açanın gitmemizi arzu ettiği yere götürür.

Bazıları da “Hiç yokuş yok bu yolda, haydi koşun yetişin hep inişin hazzına” dediler. Düşünemedik hep inilen yerin bir çukurdan başka bir şey olamayacağını. İndik, haz duyduk, haz duydukça daha da indik, indikçe hızlandık ve gözümüzü uçurumun dibinde açtık.

Bir de kerameti kendinden menkul olanlar vardı yürüyüşümüzde. Hani şu kendi Hanya’ya giderken bize Konya yolunu işaret edenler. İsterseniz hiç açmayalım bu bahsi…

Böyle onlarca yol, yüzlerce iniş, yokuş, toslanılan duvar ve çukurdan sonra, baştan beri “Biz” diye genellediğim öyküsü birbirine benzeyenlere, şaşkınlığın tam orta yerinde “Burası dünya, yol çok ama doğrusu tek” dedi, aklını kalbinin hizmetine vermeyi becerebilmiş bir bilge. “Siz istikamete değil gidişe odaklandınız. Yolda olmayı yeter sandınız. Yol kadar yürüyenler de önemli. Baktınız mı hiç etrafınıza? Kaç kişi olduğunuz değil kimlerle olduğunuz sorulacak size oysa. Gitmekle varılmış olunmuyor. Madem O’ndan geldik ve O’na dönücüleriz, varmak için O’nun yolunda olmak gerekiyor. Buradan buyurmaz mısınız? Belki biraz tozludur bu yol, yokuşu bol, biraz meşakkatlidir ama…”

Merhaba…