İsrail’in günlerdir yoğun bir şekilde bombaladığı Gazze Şeridi sakinlerini Sina Yarımadası’na tehcir planı şu ana kadar başarılı olamadı.

Onca katliama rağmen Filistinliler evlerini ve topraklarını terk etmemekte kararlılar.

Başka ülkelerde yaşayan Filistinliler, Gazze Şeridi’ndeki aileleriyle yaptıkları görüşmelerde ailelerinin, “Bombalarla paramparça da olsak evimizden ayrılmayacağız. İşgalciler bizi öldürseler ve yeniden dirilsek bile yine burada kalacağız” diyerek göç fikrini şiddetle reddettiklerini aktarıyorlar.

Filistinlilerin bu kararlılığı karşısında İsrail’in “dolaylı tehcir” denilebilecek bir plana başvurma ihtimali var.

Söz konusu plana göre çeşitli sebeplerle Gazze Şeridi’nden çıkarılacak çok sayıda insan bir daha evine dönemeyecek.

İşgalcilerin özellikle Kudüs’te Filistinlilerin direnişini aşarak emlak satın alabilmek için benzer şekilde dolaylı yollara başvurduklarını biliyoruz.

İsrail için çalışan açgözlü ve hain simsarlar, Filistinlilerden satın aldıkları evleri, dükkânları ya da arazileri kısa süre sonra Yahudilere satıyorlar.

Filistinlilerin bu oyuna alet olmalarını engellemek için Kudüs’te, Yahudilere emlak satışının haram ve hatta küfür olduğuna dair Filistin uleması tarafından verilmiş fetvalar var.

Şeyh Raid Salah’ın yardımcısı Kemal el-Hatib, 2018’de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) vatandaşlarının Kudüs’te Filistinlilerden satın aldıkları evleri ve arazileri İsraillilere devrettiklerini açıklamıştı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne saldırıları devam ederken Abu Dhabi’den dikkat çekici bir açıklama geldi.

BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed’in Filistinli yaralı bin çocuğun, tedavi için aileleriyle birlikte ülkesine getirilmesi talimatı verdiği duyuruldu.

Abu Dhabi’nin Hamas’a yönelik tavrı, İsrail’le ilişkileri ve Kemal el-Hatib’in geçmişte yaptığı suçlama sebebiyle, “BAE şimdi de binlerce Filistinliyi tedavi bahanesiyle Gazze Şeridi’nden dışarıya mı çıkarıyor?” sorusunu gündeme getirdi.

Geçmişte BAE’den gönderilen sağlık ekibinin İsrail lehine casusluk faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle Gazze’den kovulmaları da Abu Dhabi’nin niyetinin sorgulanmasına yol açıyor.

“2,3 milyon insanın yaşadığı yerden birkaç bin kişinin göç etmesi sorun teşkil etmez ve tehcir sayılmaz” diyen olabilir ki doğrudur.

Ancak başka devletler de aynı şekilde hareket ederse sayı on binlere, yüz binlere ulaşır.

Gazzeliler bu şekilde onlarca ülkeye dağıtılırsa İsrail amacına ulaşmış olur.

Ankara’nın da Gazze Şeridi’ndeki kanser hastalarını ve yaralıları, ailesini kaybedip yetim kalan çocukları Türkiye’ye getirme planları var.

Türkiye’nin amacının hastaları ve yaralıları uygun koşullarda tedavi etmek, yetim kalan çocuklara sahip çıkmak olduğunda şüphe yok.

Ancak tedavi için Gazze Şeridi dışına çıkanların daha sonra mutlaka evlerine dönmeleri sağlanmalı.

Hastanelerin korunmasına, ihtiyaç duydukları ilaç ve tıbbi malzemenin teminine, sahra hastaneleri kurularak yaralıların mümkün olduğunca yerinde tedavilerine öncelik verilmeli.

Gazze Şeridi’nde hastaneler sadece hastaları ve yaralıları değil, meskûn mahallerin bombalanmasından kaçan binlerce sivil insanı da barındırıyor.

Hastanelerin boşaltılmasının tehcir planına hizmet edeceği unutulmamalı.