Devletler planları, az da olsa ilkeleri, bolca ateşli sloganları ve heyecanlı hedefleri olan mekanizmalardır. Ayrıca olmazsa olmaz, düşmanları olur devletlerin. Hatta açıkça ifade edeyim; düşmansız devlet olmaz çünkü düşman yoksa devlete gerek kalmaz. Tıbbın hastalıkla olan ilişkisine benzer devlet-düşman ilişkileri. Dünyadan hastalıkların silindiği ütopyalarda hiç doktor yoktur; çünkü doktora gerek yoktur. Bu durumda önce “Devleti nedir” gibi bin yıllık tartışmaya bulaşmadan sadece aklımızda devleti nereye koyduğunuzu düşünelim.
Kendini devlet için feda eden gizli kahramanlardan, aksakallı, ak saçlı, ak bıyıklı, ak kaşlı derken sağı-solu ağarmış bilgelerden, casuslardan; hatta şimdi yeni yeni türemiş sosyal medyada her şeyi ama her şeyi bilen isimsizlerden, sonra biraz askerden, biraz da siyasetçilerden oluşan fantastik bir bulut mu devlet? Bu fantastik bulutun bir fikri ve dünya çapında bir planı var ve bizi de manipüle ediyor o halde. Biz marabalar olarak onların kadim planı için çalışıp vergi veriyoruz ve yeri geldiğinde canımızı verip kahraman mı oluyoruz? Bu mu yani devlet? Devlet böyle bir şeyse eğer, bir üst akıldır ve biz bu akla tabi olan sürüden başka bir şey değilizdir. O üst akıl her neyse -Biz avamlar olarak her detayını bilmemeliyiz- bağlı olanlar vatansever, olmayanlar vatan haini olur. İlk gençliğimde sonuna yetiştiğim Ulusalcı diktası olan devlet tam da böyle bir şeydi ve gençliğimin en heyecanlı yılları bu saçma sapan devlet tarifine isyan etmekle geçmişti.
Modern, çağdaş, Avrupalı(…) hülasa Batı devlet modeli aynen bundan ibarettir ve devamlılığını kendi dizayn ettiği düşmanlarla korkutarak sağlar. Korku, Batılı devletler için iki değerli bir alettir. Birinci değeri o korkuyu bahane ederek işgal edebilirler; bakınız 11 Eylül olayları ya da DAEŞ, ikincisi ise yine aynı korkuyla kendi halklarını sindirirler bakınız; Fransa süresiz OHAL, insan haklarının askıya alınması ve DAEŞ bahanesi…
Burada işin sırrı, aynı hayali kuranların bir araya gelerek yaşattığı devlet olmak; yani aslında bir medeniyet inşası… İşte bu, üst akıl değil ortak akıldır. Bunun için de Gine Devlet Başkanı’nın açıklamasına bakabiliriz. Size küçük gelebilir ama bütün sömürgeci küreselcilerin Erdoğan’dan nefret etmekte ne kadar haklı olduklarını, Gine Devlet Başkanı Alpha Conde’nin “Erdoğan’ın liderliğinde birleşmeliyiz” sözü bir kez daha ortaya çıkardı. Çünkü bu, hepimizin peşine takılıp dünyaya yaymamız gereken bir medeniyet teklifidir; çünkü bu, “İslam Birliği” idealinin fiili duasıdır..