1. Arendt’in ‘Otorite neydi?’ adlı makalesi sosyal bilimciler için önemli ve istifade edilen bir makaledir ve orada Arendt, otorite ile totaliter yapıları ayırt ederek otoritede hukukun varlığını totaliter yapılarda ise hukuksuzluğun olduğunu dile getirmiştir. Sonuç olarak ise Arendt, artık otoritenin olmadığını söylemiştir.

Demokrasi ne idi? sorusunun cevabını elbet hukuk çerçevesince ele almak mümkün olsa da demokrasinin tanımını (Atina’dan başlatıp günümüze kadar) Locke, Roussesau, Mill, Robert Dahl vb. isimler dile getirmiş olsa da bu isimlerden daha çok demokrasi yanlısı olarak gösterilebilen T. Paine’a göre ise demokrasi sadece bir kaç cümleden ibaretti. Ona göre demokrasi ‘Yönetenlerle yönetilenlerin yer değiştirmesiydi’

1. Paine’ın bu tanımına ise karşı çıkan elitist yazarlar demokrasilerin her zaman elit bir kitle tarafından kontrol edildiğini dile getirilerek yönetilenlerin yönetici konumuna geçeceği düşüncesine sahip çıkmazlardı.

Sadece Türkiye açısından değil birçok ülke açısından dile getirecek olursak seçimler sonucunda yöneticilerin yönetilen, yönetilenlerin de yönetici olduğunu söyleyebilir miyiz? Böyle bir döngünün olduğunu söylemek ne kadar gerçekçi olur?

Bu durumu lider anlayışından uzak tuttuğumu ifade ederek söylemek istiyorum. Liderler milletin onay verdiği müddetçe ülkeyi yönetebilirler, başta kalabilirler, demokrasi biraz da bu dur! Ama belediye başkanları? Milletvekilleri ve diğer yöneticiler? Elitist bir kesim olarak makamlar belli insanlar arasında mı döndürülüyor; yoksa yöneticiler ile yönetilenler yer mi değişiyor?

Evet, demokrasi ne idi?