Dünya genelinde güvenli gıda tartışmaları gittikçe alevleniyor. Hepimizin bildiği ve kabul ettiği gibi, bu konuda en erken uyanan ve zincir tedbirler almaya başlayan coğrafya Avrupa bölgesi.

Avrupa Birliği’nin tüketici politikasının temelinde, merkezine bireyi alan bir sistem var.

Hani şu bizim sloganlaştırdığımız “insanı yaşat ki devlet yaşasın” cümlesi var ya, tam da bunun karşılığı!

AB ülkeleri, tüketicilerinin yaşam kalitesinin sürekli olarak yükseltmeyi amaç edinmiş ve bu amaç için ortak bir tüketici politikası oluşturmuş.

Tüketiciye sunulan mal ve hizmetlerin risk taşımaması, gıda üretiminde kullanılan maddelerin açıkça belirtilmesi, ürünlerin güvenliğinin denetlenmesi gibi temel zorunluluklar tüketici sağlığının korunmasında olmazsa olmaz kriterlerden.

Tüketicilerin piyasadaki mal ve hizmetler hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları da temel haklar arasında görülmekte.

AB tarafından benimsenen tüketici politikasıyla AB sınırları içerisindeki tüketicilerin güveni tesis edilmiş. Hem üretimde hem de ticari rekabette oluşan yeni gelişmeler sonucunda daha güvenli ve sağlıklı ürünler piyasada serbestçe dolaşma imkânı bulmuş.

Ürün ile hizmetlerin sağlığı ve güvenliğine ilişkin AB tüketici politikasının oluşturduğu kurallar, güvenilir olmayan ürün ve hizmetlerin dolaşımını da engellemiş.

Tabii olarak AB tüketici politikası sadece sanayi ve rekabet politikaları ile değil, tarım ve hayvancılık politikaları ile gıda güvenliğine de büyük önem vermiştir.

Sonuç olarak gıda kalitesi ve gıda güvenliği Avrupa Birliği’nin en önemli önceliklerinden birisi hâline gelmiş.

Gelelim Türkiye’ye…

Bizde durum nasıl ilerliyor, hangi tedbirleri aldık, ne gibi aksaklıklar yaşanıyor?

Türkiye’de tüketicinin korunması anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bu doğrultuda güvenli gıda ile ilgili mevzuat anayasamıza dayanmakta. Tüketici sağlığının korunması için AB müktesebatına yasal anlamda uyum sağlamaya çalışıyoruz.

Avrupa Birliği’ne katılım maceramız bu sürece olumlu anlamda etki etti. Dökme gıdalardan kurtulduk! Hemen her alanda paketli gıdaları tercih eder olduk. Merdiven altı gıda üretimini ve satışını yasaklayacaktık!

Ama öyle olmadı, olamadı!

Uygulamada ve teşkilat yapısında baş gösteren aksilikler bunu mümkün kılmadı. Dolayısıyla gıda konusunda AB uyum sürecinin aynı paralellikte olduğunu söylemek zor!

Örneğin, AB Gıda ve Veterinerlik Ofisi (Food and Veterinary Office-FVO) kurumunun tam karşılığını ülkemizde oluşturamadık. Tüketim ve satışta denetim mekanizmasını oturtamadık. Gönüllü müfettişlik yapan kişi ve kurumlar, olmadık davalarla susturulmak isteniyor. Bu ve benzeri organizasyon eksiklikleri Türkiye genelinde tüketiciyi olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor.

Buna karşılık tüketiciler için gıda güvenliği son derece önem arz ediyor. Özellikle geçtiğimiz dönemlerde yaşanan salgınlar, gittikçe yaygınlaşan hastalıklar toplumlarda gerginlik ve krizlerin oluşmasına sebep oldu. Yapılan araştırmalar, birçok kronik hastalığın beslenme kaynaklı olduğunu ortaya çıkardı.

Başta Avrupa bölgesi olmak üzere dünya genelinde, hatta Türkiye’de tüketiciler gıda ürünlerine ve beslenme şekillerine yönelik ciddi sorgulamaya yöneldi.

Gıda sağlığı ve gıda güvenliğinin korunması sürecinde yasal düzenlemelerin yapılması kadar kurumsal yapılanmanın olgunlaştırılması da büyük önem taşıyor.

Eğitimle başlayan bu yolculuk; üretim seferberliği, denetim ve hızlı analiz sistemi, caydırıcı yaptırım süreciyle devam ettirilmeli.

Yukarıda belirttiğim yapılanma uygulamaya konulduğu takdirde, gıda güvenliği ve veteriner halk sağlığı yönünden Türkiye’de tüketicinin korunacağına inanıyorum.

Aksi hâlde gıda güvenliğiyle ilgili aksaklıkları ve alınamayan tedbirleri kamuoyu önünde konuşmaya devam edeceğiz.

Bugün olduğu gibi…

Tüketiciler yönünden gıda güvenliği önceliğini korurken gıda ve sağlık ilişkisi, gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Özetle ‘çiftlikten sofraya’ olarak adlandırılan, denetim sistemi ile gıdaların ilk noktadan en son tüketildiği ana kadar geçen üretim sürecindeki gerekli standartlardaki kuralları düzenlemeye, etkin kullanmaya ve sorumluluk almaya mecburuz!