Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgiliher gün onlarca açıklama ve bilgi paylaşılıyor. Bu açıklamaların ayrıntıları içinde boğulmadan elimizdedört “önemli” ve “gerçek”bilgi olduğunu görüyoruz.

Kaşıkçı’yı öldürmek için Suud’dan özel bir ekip gelmiştir…

Kaşıkçı konsolosluk binası içinde öldürülmüştür…

ABD bu cinayeti kullanarak Suud yönetiminden milyonlarca dolar haraç almıştır…

Ölüm emrini Küçük Siyonist Veliaht Prens vermiştir…

Çünkü baskıcı ve diktatör yönetimlerde, böyle bir cinayeti yukarıdan emir almadanhiç kimse işlemeye cesaret edemez!

***

Tüm dünya Başkan Erdoğan’ın “grup toplantısında Kaşıkçı olayı hakkında önemli bilgiler vereceğim” açıklamasına odaklanmışken; MHP Lideri Bahçeli’nin parti grup toplantısında yaptığı açıklama gündemi bir anda değiştirdi. Bahçeli, “Parti olarak mahalli idareler seçimlerine yönelik ittifak arayışımız kalmadı.Seçime kendi adaylarımızla katılıp, Türkiye’nin her seçim bölgesinde yer alacağız”sözleri gündeme bomba gibi düştü…

ABD, AB, Kılıçdaroğluve Akşener’in “Cumhur İttifakını” yıkma çabalarını biliyorduk. Ancak onların başaramadığını 1933 yılında CHP’li bir politikacının yazdığı bir metnin başaracağı kimsenin aklına gelmemişti!

MHP’ninaf teklifi ve erken emeklilik için destek açıklaması AK Parti ile sert tartışmaların fitilini ateşledi.Danıştay’ın okullarda “andımızın” tekrar okutulması yönündeki kararı ise iki parti arasındaki“ittifaka” yok edici bir saldırı oldu. Erdoğan ve Bahçeli’nin “Cumhur İttifakı” devam ediyor açıklaması “ittifakın” ölmesini önlese de ağır bir yara almasını engelleyememiştir. 

Af ve erken emeklilik konusundaki fikir ayrılığı AK Parti ile MHP arasındaki “günlük politika” farklılığı idi. Ancak “Andımız” konusundaki fikir ayrılığı; iki parti arasındaki ciddi bir “ideolojik” ve temel bir “politika” farklılığını gösterdi.Aslında varolduğunu herkesin bildiği bir farklılıktı bu. Ancak yargının kaşımasıyla“buzdolabına kaldırılmış” bir konu kanamaya başladı.

Bu temel “ideolojik” farklılık üzerine başlayan tartışmalarda Bahçeli’nin sert üslubu ve Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ’a yönelik incitici sözleri “ittifaka” bir darbe daha vurdu. Öyle anlaşılıyor ki, bu puslu havada, iki parti arasındaki diyalog daha da hırpalanacak…

Bu tehlikenin farkında olan Başkan Erdoğan’ın, “Biz 2053, 2071’i inşa etmek için ittifak kurduk. Bunun için artık bu tür meselelerdeki görüş farklılıklarının Cumhur İttifakı’na gölge düşürmesine izin vermemeliyiz” çıkışı bu hırpalanmayı önlemek için yapılmış bir uyarıdır!

***

MHP’nin “ittifaktan” çekilmesiyle kaybedeceği bir şey gözükmüyor. Ancak AK Parti’nin, MHP oylarıyla CHP’nin elinden alabileceği bir çok belediyeyi alma şansı zora girmiştir!

Mezhebi ve meşrebi hakkında birçok rivayet bulunan CHP’li Reşit Galip’in 85 yıl önce yazdığı bir “ant” bugün Türkiye’yi ileriye taşıması gereken ikipartinin arasını açmıştır. Güçlü ve özgür Türkiye için “ittifak” yapması gereken iki önemli parti, yumuşak karınları olan “meşrep ve ırkçılık” konusunda birbirine düşürülmüştür!

1933 yılında CHP’li bir Milli Eğitim Bakanı’nın kuyuya attığı taş bugün iki önemli lideri Türkiye’yi ileriye taşıma hedefinde birbirinden ayrı yollar tutmaya sevk etmiştir. CHP’li Reşit’in yazdığı bir metin Türkiye için daha büyük düşünmesi gereken MHP’yi tuzağa düşürmüştür.

Oysa Türkiye’nin bu “anttan” daha büyükve önemli hedefleri vardır!..