Her seçim yenilgisi sonrasında CHP’nin değişmez klasiği hâline gelen “halka ineceğiz” ya da sonradan ihdas ettikleri “helalleşeceğiz” sözlerinin, hakikatte hiçbir şeye tekabül etmediğini defalarca müşahede ettik.

Genel başkan seviyesinde telaffuz edilen bazı yakınlaşma cümlelerinin; bırakın tabanı, CHP sözcüsü olmuş şahıslarda bile bir karşılığının olmadığı, bir defa daha ve çok sefil bir hâl ile ortaya konmuştur.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel’in Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alan ifadelerini kastediyorum elbette.

Bu ifadeler, CHP Sözcüsü’nün, din konusunda ne kadar cehalet içerisinde olduğunun da çok açık bir ispatıdır.

Yok eğer bilgisi var ve yine de söylemiş ise o vakit, kendisini bir cesaret testine davet ediyorum.

Zira Sayın Erbaş, Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in emir ve tavsiyelerini dile getirmiş, Müslümanlara hatırlatmıştır.

O sözler, Sayın Erbaş’ın sözleri değildir.

Dolayısıyla CHP Sözcüsü’ne diyorum ki; hodri meydan!

Eğer yüreğiniz yetiyorsa “Kur’an ya da Hz. Peygamber saçmalamıştır.” deyin.

Deyin de görelim bu milletten nasıl bir cevap alacağınızı.

Son dönemlerde İslam’ı ya da Hz. Peygamber’i yıpratmak isteyenlerin hedef tahtasında Diyanet’in olması elbette tesadüf değildir.

Mehmet Âkif Ersoy’un en yakın arkadaşlarından biri olan Mithat Cemal Kuntay, Sultan Abdülhamit döneminin en gözde muhalefetinin, dine ya da Abdülhamit’e saldırmak olduğunu ifade eder.

Ne gariptir ki bugün de muhalefetin en gözde konuları yine din, Diyanet ve Sayın Erdoğan’dır.

Lider değişse de yöntem hâlâ aynıdır yani…

CHP aslında toplumun manevi değerlerini, ahlakını -dün olduğu gibi bugün doğrudan alamasa da- endirekt yollardan ve kontrollü bir yıkımla hedefine almaya devam ediyor.

Direkt olarak Kur’an’ı ya da Hz. Peygamber’i hedefe koymanın maliyetine katlanmaktan korktuğu için tali hatlardan saldırmayı tercih ediyor.

Tabii burada Sayın Erbaş’ın ifadelerinin aslında Kur’an’ın emirleri olduğunu ve kürsülerden, mihraplardan, minberlerden asırlardır tekrar edilegeldiğini bilmeyen bir kitle ile karşı karşıya olduğumuzu da unutmayalım.

CHP Sözcüsü’nün ifadelerinin böyle bir kitle üzerinde nasıl bir tesir uyandırdığını tahmin etmek zor değildir.

Öyle anlaşılıyor ki CHP’nin kontrollü yıkımı, tali hattan ama ana kaynağı hedef aldığı için yıkımda hiçbir ihtiyat payı bırakmayan bir yıkım anlayışıdır.

Bu çerçevede CHP Sözcüsü’ne bir kez daha hodri meydan diyerek davet cümlemi hatırlatmak istiyorum.

Yüreğiniz yetiyorsa Sayın Erbaş’a der gibi değil, direkt sözün sahibine; “Kur’an saçmalıyor.” deyin!

Deyin de görelim şu cesaretinizi…