Her yıl dünya liderleri Birleşmiş Milletler Cemiyeti’nin New York’taki merkezinden dünyaya hitap etme imkânı buluyorlar. Bu sene BM’nin genel kurul toplantılarını eski bakanlarımızdan Volkan Bozkır yönetecek. Ancak salgın nedeniyle Cumhurbaşkanımız bu toplantıya sanal olarak katıldı. BM’de kurucuların yaklaşımlarına aykırı konuşma yapan liderlerde çıkıyor zaman zaman. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Libya Lideri Muammer Kaddafi, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chávezmevcut düzene kafa tutan sert ve aykırı konuşmalarıyla hafızalarımızda yerlerini koruyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her yıl BM toplantılarında konuşuyor; dünyanın sorunlarına değinirken sistemin yanlış işleyişinde vurgu yapıyor. 1945 yılında II. Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletlerin kurduğu düzen artık dünyanın ihtiyacını karşılamıyor. Bu durumu Cumhurbaşkanımız her zaman dile getiriyor: “Dünya 5′ den büyüktür” diye. Kuruluş yıllarında dayatılan sistem dünyanın sorunlarına cevap vermiyor. O nedenle daha adil bir dünya için 193 üye ülkenin eşit şekilde yönetim süreçlerine katılacağı bir sisteme ihtiyaç var. Dünyanın birçok yerinde ciddi sorunlar var ve BM bu sorunlara çare olamıyor. Dünyayı kasıp kavuran virüs karşısında da BM konuya müdahil olmada çok geç kaldı.
BM eksik ve yanlış kurulsa da böyle bir kurumun olması, olmamasından daha iyidir. Küresel dünyada artık sorunları yerel olarak çözmek çoğu zaman imkânsız hale gelmiştir. Pandemi krizi bir kez daha meseleleri beraber çözmemiz gerektiğini gösterdi. Eğer BM gibi dünya çapında kurumlar olmazsa dünya daha fazla sıkıntılara dûçar olacak.
Maalesef ırkçılığın yükseleceği, çevre felaketlerinin artacağı, savaşların çoğalacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Dünyayı kurtaracak sistemin demokrasi olacağı noktasında çok fazla söylem var. Ancak demokrasi, çok konuşulmasına rağmen içi boşaltılan bir kavram olarak ta karşımıza çıkıyor. İnsan hırsının ve çıkarların egemen olduğu bir sistemde çözüm bulmak çok kolay olmayacak.
Son yüzyılda dünyaya nizam vermeye çalışan Amerika Birleşik Devletleri’nin seçimlerini yakından takip ediyoruz. Ülkeyi yöneten Trump, seçimi kazanmak uğruna akla hayale gelmeyen söylem ve eylemlerde bulunmaya devam ediyor. İnsanlığın başının belası hastalıklar, ABD’de en yüksek seviyede kendini gösteriyor. Polislerin zencileri öldürmesi dünya kamuoyunu dehşete sürükledi. Ancak, Trump’ın da oy uğruna bu konuya gerekli tepkiyi koymadığını görüyoruz. Trump’ın seçimi kazandıktan sonra Müslümanlar hakkında yaptığı çirkin açıklamalar hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyor. Yine bölgemizin baş ağrısı İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in ilişkileri normalleştirmeleri yeni yaraların açacağını gösteriyor.
Sadece ABD etrafında gelişen olayların çözümü için bile adaletli ve eşit katılımlı uluslararası kurumlara ihtiyaç var. BM de veto hakkına sahip diğer ülkeler Çin, Rusya, Fransa, İngiltere’nin sebep olduğu sorunlara bakınca mevcut dünya düzeninin sürdürülebilir olmadığını yakından görüyoruz.
Dünyada yaşayan herkesi insan olma noktasında eşitleyen korona virüs gösterdi ki daha adil ve barış içinde bir dünya için hep beraber, daha çok mücadele etmemiz gerekiyor.