7 Ekim Aksa Tufanı üzerinden tam 11 ay geçti. Bir ay sonra yılı tamamlamış olacak. Bu süreçte Gazzeliler büyük bir imtihanın içinde yoğrulurken bu soykırıma seyirci kalmak zorunda kalan tüm dünya halkları da çok yoruldu.

Netanyahu hükûmetinin kitlesel imha silahlarıyla Gazzelileri yok etme ve göçe tabi tutma stratejisi ne kazandırdı, ne kaybettirdi?

İsrail hükûmet yetkilileri, bürokrasisi ve medyası, ikiye bölünmüş durumda.

Bir kısım İsrailli, katledilen Filistinli çocuk ve kadınları bir başarı olarak görüyor. Nüfusu azaltmak, onlar için elzem bir konu. Diğer taraftan, işgal edilen ve enkaza çevrilen Gazze toprakları, onlar için yine somut bir gösterge.

Bu kesim, göç ettirme, yağma ve enkaza dönüştürme stratejisini, Batı Şeria’da da uygulamak istiyor. Bununla birlikte, Mescid-i Aksa’ya sinagog yapımının vaktinin geldiğini savunuyor. “Savaş ise savaş” diyerek, arkalarındaki ABD ve Avrupa ülkelerinin desteğini vurgulayarak, gerekirse bölgesel savaşa girişmenin en doğru seçenek olduğunu belirtiyor.

İsrail’deki diğer kesim ise Gazze işgalinin bu yöntemlerle yapılmasının, büyük resimde siyonizmin, birikim ve ideallerine zarar verdiğini savunuyor.

Objektif olarak baktığımızda İsrail, Gazze işgaliyle çok şey kaybetti.

11 ayın muhasebesini İsrail açısından yaparsak şu maddeler öne çıkıyor;

1-      İsrail, 76 yıllık tarihinde ilk defa, bu denli uzun fiili bir saldırının içine girdi, ekonomik açıdan kayba uğradı. Gazze’yi ağır bir bombardımana tutan İsrail’in ekonomisi, 2023'ün son çeyreğinde yüzde 19,4 geriledi.

2-      11 aylık saldırı neticesinde on binlerce insanı katleden İsrail, Hamas’ı yok edemedi. Liderine suikast düzenledi ama bu durum, Hamas’ın daha fazla halktan teveccüh görmesine neden oldu.

3-      İsrail, esirlerini Hamas’ın elinden alamadı. Gelinen aşamada, ülke genelinde 500 bin kişi sokaklara indi ve Netanyahu’nun istifasını istedi. İlk defa İsrailliler, liderlerine yönelik “katil” sloganları atmaktalar. Çünkü biliyorlar ki ölü ele geçirilen esirler, Hamas tarafından değil İsrail bombardımanında öldü. İsrail için bu bir ilk. Savaşın kendi topraklarındaki yansıması, İsrail için yeni bir gelişme ve bedel ödemekteler.

4-      İsrail 11 aydır bombalamaya doymadı ve fakat sonuç olarak da bir halkı yıldıramadı, pes ettiremedi, beyaz bayrağı çektirtemedi. Filistinliler asla ve kat’a topraklarını terk etmeyeceklerini ve mücadeleye devam edeceklerini söylüyor. Bu kapsamda, “Gazze’yi insansızlaştırma” projesi çöktü.

5-      Dünyada, “yenilmez İsrail” düşüncesi yerle bir oldu. Aksa Tufanı’nın en önemli sonuçlarından biri, oluşan bu algıdır. İsrail istihbarat, ordu ve hava savunma sisteminin açıklarının olduğunu artık tüm dünyaca bilinmekte.

6-      İsrail halkı, öz saygınlığı ve öz güveninde zaafa uğradı. Yurt dışına çıkan İsraillilerin, “soykırımcı” etiketi nedeniyle ülke menşelerini ifade etmede tereddüt yaşadıkları ortaya çıktı.

7-      İsrail’in medya karartması, sansürü, propagandası ve dezenformasyonu, ‘gerçek İsrail’in görülmesine engel olamadı ve maskesinin düşmesini engelleyemedi.

İsrail, bu katliamda, büyük bir körlüğün içine düşmüş durumda. Netanyahu hükûmeti, kendilerine ayna tutan siyonistleri görmezden geliyor. Bu şartlarda, ateşkes anlaşması da yakın zamanda olası değil.

Gazze’yi, daha zor zamanlar bekleyebilir. Ve fakat kaybeden Filistin değil, İsrail’dir.