Benim adım çocuk, sokakların neşesi, ocakların lezzeti, anaların gözyaşı ve duası.

Benim adım çocuk; kuşlar gibi özgür, melek gibi saf, çiçekler gibi naif. Kalbim annemin merhametiyle dolu, ellerimde dünyanın tüm çiçekleri, kulağımda hala ninemin ninnileri çınlamakta.

Sözün en masumu var dillimde. En çok “anne” kelimesi çıkmıştır belki de. Sokaklarda sek sek oynamaktan başka amacım yok, arkadaşlarımla kovalamaca, yakan top oynamak… Ha bir de bisiklet sürmek en sevdiğim oyun.

Ben babamın doyamadığı, işten her gelişinde kucağına zıpladığım, saçlarımı ellerine doladığı bir kız çocuğu. Bir çocuk babasına nasıl bakar? Baba benim için dünyanın en güçlü insanıdır babam. Biri bana kızarsa hemen “Babama söylerim seni” diye kendimi savunurum. Babam işe giderken üstümü örter, uyanmasın diye öpmeye bile kıyamaz beni, koklar nefesimi, dinler sesimi ve okşar gül kokan elleriyle.

Ben çocuğum, annemim meleği, dedemin çiçeği, teyzemin böceği. Ben hep böyle yaşadım, annem doğduğum ilk andan itibaren değil, daha karnındayken kalbinin en güzel saraylarına oturttu beni. Ve ondan kanım ve canım. Onun sütüyle bağlandım hayata bir de sevgisi ve şefkatiyle.

Annem beni sokağa göndermek istemezdi de anlamazdım niçin böyle davrandığını. Anne çocuğunu neden eve hapseder. Kuşlar da annelerince yuvalarında böylece seyrediyor mu doğayı. Bazen kızardım anneme neden bana izin vermiyor diye. Ben ne zaman evimizin önüne insem sürekli beni takip ederdi annem. Üzülürdüm çoğu zaman. Çünkü ben keyfimce oynamak isterdim.

Annem haklıymış, ben beş yaşında bir çocuğum. Beş yaşındaki bir çocuğa kim kötülük düşünebilir ki. Yanılmışım anne. Sen Haklıymışsın. Ben kuşlar gibi özgür ve koruma altında değilmişim. Ben arkadaşlarımla oynuyordum, biri geldi ve bana para vereceğini söyledi. Ben önce gitmek istemedim, sonra baban dedi. Baban seni çağırıyor. Baba kelimesini duyunca gittim o abinin yanına.

Anne, inandım ben, bana kızma, ben babamın adını duyunca nasıl kötü bir şey düşünebilirim. Kötü insanları anlatmıştın anne, fakat bu kadarını ben nereden bileyim. Çok kötü şeyler oldu anne, sen kıymadın bana ama kötü insanlar kıydı anne. Artık ben bir çocuk değilim, hayata hep pembe gözlüklerle bakardım, gözlük rengim simsiyah oldu anne.

Ben bir melektim, bir uğur böceği ve bir gül. Gül bahçesinin en güzel gülü. Artık hayallerim büyüklerin kirlettiği dünyaya açılıyor. Kulaklarım şefkat nameleri işitmiyor anne. Rüyalarımda kır bahçelerinde nergislerin, gelinciklerin arasında koşamıyorum gönlümce.

Anneme sarılmak istiyorum, uzak durun benden. Babamdan başka kimseyi görmek istemiyorum, benim için sadece paylaşım yapan başka bir şey yapmayan amcalara teyzelere bakmak istemiyorum. Kötü insanlar her zaman kötü şeyler yapıyor fakat onlara bir şey olmuyor. Siz kendi hayatınızda tartışın saatlerce seçim sonuçlarınızı. Hangi takımın yendiği beni hiç ilgilendirmiyor. Benim gönlüm kırık sizlere.

Beni korumadınız, sokakları oyun alanına dönüştüremediniz. Kötüleri engelleyemediniz. Kırgınım herkese…